Yazılı yargılama usulüne tabi (itirazın italine ilişkin) davada tahkikat aşamasının bittiğinin bildirilmemesi, sözlü yargılama ve hüküm için ayrı bir gün tayin edilerek tarafların mahkemede hazır bulunmaması halinde yokluklarında hüküm verileceği ihtarını içeren davetiye ile tarafların davet edilmemiş olması, davalının savunma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğu-
Gerçek kişi tacir olan davalıya çıkarılan tebligatın tebliğ edilememesi üzerine ticaret sicilinde kayıtlı adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılmışsa da, davalı tacir gerçek kişi olduğundan bu maddeye göre yapılan tebligatın geçersiz olduğu-
Kararın gerekçe kısmında; davanın reddine karar verilmesi yönünde kanaat oluşmasına rağmen, davanın kabulüne karar verilerek, mahkemece, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında uyumsuzluk olacak şekilde sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava dilekçesi ve tensip zaptı ekli duruşma gününü bildirir davetiyenin davalıya tebliğ edilemediğinin anlaşıldığı, davalının hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek taraf teşkili sağlanmadan işin esası incelenerek sonuca gidilmesinin doğru olmadığı-
Dava, "ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi" niteliğinde olmayıp; "evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı 'aile soyadının' velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi" talebine ilişkin olduğundan aile mahkemesinin görevli olduğu-
8. HD. 06.02.2018 T. E: 2017/8515, K: 1679-
Savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK'nun 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece taraflar dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe karar verilmesi mümkün bulunmadığından; mahkemece, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılıp karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden talebin reddinin doğru olmadığı-
Mahkemece yapılacak işin; taraflarca sunulan tüm delilleri birlikte her bir talebi ayrı ayrı değerlendirmek, sonucuna göre kabul sebebini içeren, tarafları doyurucu, hukuki denetimi mümkün ve özellikle Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nun 297. ve 27. maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olması gerekeceği-
Hüküm kısmında kısıtlı adayının sevk edildiği İstanbul E.köy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliğinin raporu gereğince yasal danışman atandığı belirtilmiş ise de bunun gerekçe olarak kabulünün mümkün olmadığı, hüküm fıkrasında yapılan bu açıklamanın, mahkeme kararında bulunması gereken hususları içermediği-
Duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılması ve delillerin değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesinin doğru olmadığı-