2828 sayılı Kanuna göre alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına ilişkin davanın çocuk mahkemesinin görevine girdiği, çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde aile ya da asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı- Korunma kararının kaldırılmasına yönelik davanın hakkında korunma kararı alınmış olan çocuğa, çocuk ergin değilse yasal temsilcisine (veli veya vasisine) yöneltilmesi gerektiği-
Bozma ilamından sonra yapılan yargılamada dosyaya iki kök rapor ve iki ek rapor alındıktan sonra, verilen kararın gerekçesinde hangi rapora itibarla karar verildiği ve diğer raporlara itibar edilmeme sebepleri hususunda her hangi bir açıklama yapılmadan karar tesis edilmiş olması kararların gerekçeli olması kuralına aykırılık teşkil ettiği- Davacının dava dilekçesinde talep ettiği istirdat talebi hakkında da olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmemesini hatalı olduğu-
Davacı, dava dilekçesinde davalının cep telefonuna gönderdiği kısa mesajlar ile küfür ve hakaret ettiği vakıasına dayanmış olup ispatı yönünde kendi telefonunda yapılacak bilirkişi incelemesini ikame ettiği, mahkemece, mesaj çıktılarının ibraz edilmesi için verilen süreden sonra, gerekli ihtarat da yapılarak bilirkişi incelemesi için kesin süre verilmediği- Davacıya ait cep telefonunun ibraz edilmesi için kesin süre verilmesi ve verilen süre zarfında cep telefonunun ibraz edilmesi halinde bilirkişi incelemesinin yapılması gerektiği-
Mahkemece yapılacak işin; taraflarca sunulan tüm delilleri birlikte değerlendirmek, sonucuna göre kabul sebebini içeren, tarafları doyurucu, hukuki denetimi mümkün ve özellikle Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nin 297. (Mülga HUMK'un 381, 388 ve 389.) ve 27.maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olması gerekeceği-
Tarafların iddia ve savunmaları ile dosya kapsamında bulunan delillerin değerlendirilmediği, tartışılmadığı ve tarafların hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde karar verildiği anlaşıldığı- Hafta tatili alacağı yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanıklarının husumetli olduğu ayrıca teknik şartnamede hafta tatili ile ilgili düzenleme bulunmadığı, üçlü vardiya esasına göre çalışan davacının işin niteliği itibariyle vardiya değişiminde mutlaka hafta tatili kullanmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, mahkemece aksi kanaat oluşması halinde tanık beyanları doğrultusunda davacının ayda iki haftada bir hafta tatilinde çalıştığı benimsenerek hesaplama yapıldığının anlaşıldığı, mahkemece dosya kapsamında alınan bu bilirkişi raporunun iş hukuku ilkelerine uygun, ayrıntılı, gerekçeli ve denetlemeye elverişli olduğu, bu bakımdan hükme esas alınabileceği ifade edildikten sonra, davacının hafta tatili alacağı talebinin hangi gerekçe ile kabul edildiğinin kararda belirtilmemesinin bozmayı gerektirdiği-
Dava dilekçesinin HMK mad. 122 uyarınca davalı şirkete tebliğ edilmediği, bu sebeple davalı şirkete usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğ edilip davalı vekilinin cevap ve delillerini bildirilmesi için yasal sürenin beklenmesi ve sonucuna göre tüm deliller toplanıp karar verilmesi gerektiği-
Tazminat davası-
Dosyadaki belgeler ve bilirkişi raporları özetlendikten sonra hiçbir gerekçe gösterilmeden davanın kabulüne karar verilmiş olması, kabul hükmünün hangi maddi ve hukuki gerekçe ve nedenlere dayandığının belirtilmemiş olması halinde hükmün bu nedenle bozulması gerektiği-
Mahkemenin gerekçeli kararında, "tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere" ibaresinin bulunduğu, davalının yanıltıldığı, dolayısıyla davalının istinaf yoluna başvuru hakkını zamanında kullanamadığı, bu itibarla istinaf süresinin dolmadığı ve esastan incelenmesi gerektiği- Mahkemelerin kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü altında olduğu-
Dava dilekçesinin tebliği ile davalı savunma hakkını kullanma olanağını kazanacağı ve cevap süresinin işlemeye başlayacağı- Esasa ve usule ilişkin savunma ve delillerini, dava dilekçesinin içeriğine göre ileri sürebilmesi için dava dilekçesinin tebliğinin zorunlu olduğu-