Davalılardan ...’nun yargılama sırasında 10.12.2017 tarihinde öldüğü, mirasçıları davaya dahil edilmeden yargılamaya devam edildiği anlaşıldığından, mahkemece, adı geçen davalının ibraz ettirilecek mirasçılık belgesine göre tespit edilecek mirasçılarının davaya dahil edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Fiziki dosyanın kaybolmuş olması nedeniyle UYAP sisteminden yazdırılarak oluşturulan dosya içerisinde tebligat tutanaklarının bulunmadığı, UYAP sisteminde de taralı olmadığı, PTT Sorgusunda ise davalıya bir defa dava dilekçesinin, bir defa da gerekçeli kararın tebliğe çıktığı 21. maddeye göre muhtara teslim şeklinde yazılı olduğu, mahkemece temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararda tebligatın 21/2 ye göre yapılarak kararın kesinleştirildiği belirtildiğinden, davalı adına önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan TK'nun 21/2. maddesine göre yapılan gerekçeli karar tebligatı usulsüz olup temyiz isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmediği- Davalının hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek biçimde taraf teşkili sağlanmaksızın davanın esastan karara bağlanmasının doğru görülmediği-
Mahkemece, davada taraf olarak yer almayan kayıt maliklerinin; ölü olmaları halinde ise temin edilecek mirasçılık belgelerine göre yasal mirasçılarının davaya katılımı sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Mahkemece, 1427 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliklerinden ...'ın, ölmüş ise temin edilecek mirasçılık belgesine göre yasal mirasçılarının davaya katılımı sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Mahkemece, taraf teşkili sağlanarak savunma ve deliller toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın ve HMK'nun 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Mernis adresine yapılan tebligatın da iade edilmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligatın yapılması gerekirken, somut olayda; davalı ...’ye gerekçeli kararın doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, hal böyle olunca; davalı ...’ye gerekçeli karar tebliğinin Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı şekilde, usulsüz yapıldığı ortadayken Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf talebinin süresinde olduğu kabul edilerek, işin esasına girilmesi gerekirken istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı- Davalı ... adına çıkarılan tebligatın adreste bulunmaması nedeni ile...adlı kişiye tebliğ edildiği, tebliğ tutanağında, tebliğ yapılan kişinin muhatabın aile fertlerinden veya hizmetçilerinden birisi olduğunun açıklanmadığı, bu şekilde, usulsüz tebliğ edildiği ortadayken Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf talebinin süresinde olduğu kabul edilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
809 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydında Petrol Ofisi lehine 18.06.1990 tarihli ve 15 yıl süreli Petrol Ofisi lehine tesis edilmiş intifa şerhi ile Altunç Turizm lehine tesis edilmiş 06.01.1994 tarihli 25 yıl süreli kira şerhinin terkini istemi-
Korunma kararının kaldırılmasına ilişkin davanın çocuk mahkemesinin görevine girdiği, çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde aile ya da asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı- Korunma kararı alınmış olan kişi küçük ise yasal temsilcisine, ergin ise korunma altına alınan kişiye yöneltilmesi gerektiği-
Davalının cevap dilekçesinde 12 tane tanık bildirdiği, mahkemece celsede “davalı vekiline dinletmek istediği 2 tanığı bildirdiğinde bu iki tanığın celp edilerek dinlenmesine” karar verildiği ve davalı tarafça da 12 kişilik listeden 2 tane tanık ismi bildirdiği ve mahkemece davalı tarafın sadece bu tanıklarının dinlenildiği görülmekle, mahkemece hukuki dinlenilme hakkı gereğince sonuca davalının isimlerini ve adreslerini bildirdiği tanıklar dinlenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı tarafa yapılan ilk tebligat mernis adresinin kapalı olması sebebiyle Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre muhtara bırakılmak suretiyle usulüne uygun olmadan yapıldığı, davalının yargılamaya katılmadığı, davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek yargılama yapılması gerekirken, hukuki dinlenilme hakkına aykırı olarak yapılan yargılama sonucu karar verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece, üç kişilik jeolog ya da jeomorfolog ile bir harita mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmazda yeniden keşif yapılması, taşınmazın farklı noktalarında gözlem çukurları açılarak bu çukurlardan alınan verilerin incelenmesi, açılan gözlem çukurlarının harita üzerinde işaretlenerek gösterilmesi ve kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından kroki üzerinde gösterilmesi, farklılık olursa sebebinin açıklattırılması, davaya konu taşınmazın kadastro tespit tutanaklarının ve tapu kaydının tüm tedavüllerinin getirtilerek, tapunun oluşumuna esas, Hazine'nin taraf olduğu herhangi bir mahkeme kararının olup olmadığı hususunun da gözönünde bulundurulması, varsa komşu parseller ile ilgili oluşturulan kıyı kenar çizgisi ve komşu parsellerin kıyı kenar çizgisine ilişkin durumunun araştırılması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-