Mahkemece, tarafların evliliğinin boşanmayla değil, ölümle sona erdiği, velayete ilişkin hüküm kesinleşmediği gibi anne ve babadan birinin ölümü halinde velayetin sağ kalana ait olacağı dikkat alınmaksızın, daha önceden müşterek çocuklarla ilgili alınmış bir karar olduğu gerekçesiyle velayet hususunda "karar verilmesine yer olmadığı" şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Boşanma kararı verildikten sonra, ancak kesinleşmeden önce davacı-davalının vefat etmesi durumunda mirasçıların, ancak “kusur tespiti bakımından" davaya devam edebileceği- Davacı-davalının ölümü üzerine evlilik ölümle sona ermiş olup, mahkemece, karşılıklı açılan boşanma davalarının konusu kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmasının ve davalı-davacının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespiti yönünde karar verilmesinin gerektiği-
Cevap dilekçesinde herhangi bir delil (HMK. mad. 129/1-e) sunmayan ve sonradan delil gösterilebilmesi için (HMK. mad. 145. maddesinde) belirtilen istisnai hâllerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davalıya delil bildirmesi için süre verilemeyeceği- TMK. mad. 181/2 uyarınca, ölen eşin mirasçılarının kusur tespiti yönünden davaya devam edebilecekleri- "Bozma kararının boşanma davasına ilişkin olduğu, ancak bozma sonrası davacının ölümü nedeniyle boşanma davasının konusuz kaldığı ve mahkemece de kabul gördüğü üzere boşanma hakkında hüküm oluşturulmasının mümkün olmadığı, bu durumda mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni hüküm niteliğinde olduğu ve bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Özel Daireye ait olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Boşanma davası sırasında ölen erkeğin evliliğinin ölümle sona erdiği ve davanın konusuz kaldığı; davacının mirasçılarının davalının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespiti için davaya devam ettiği-
2. HD. 19.06.2018 T. E: 2016/20257, K: 7629-
Boşanma davası devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde davanın konusuz kalacağı bu nedenle esas hakkında karar verilemeyeceği ancak mirasçıların, sağ kalan eşin boşanmada kusurunun tespitini isteyebileceği-
Devam edilen davanın boşanma davası değil, boşanmada davalı eşin kusurlu olduğunun saptanmasına yönelik tespit davası olduğu, o halde, mahkemece yapılacak işin evlilik birliği davacı erkeğin ölümü ile sona erdiğinden, konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek ve davalı kadının boşanmayı gerektirecek derecede kusurlu olup olmadığının tespiti yönünde karar vermekten ibaret olduğu-
Evliliğin ölümle sona erdiği, mahkemece yapılacak işin, boşanma davası konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi ve davacı erkek mirasçıları davaya kusur belirlemesi yönünden devam ettiklerinden, Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi uyarınca kusur belirlemesi yönünden karar vermekten ibaret olduğu-
TMK. mad. 181/2 uyarınca, boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde, sağ eşin mirasçı olamayacağı ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça kaybedeceği, bu nedenle, ölen davacı mirasçılarının davalının kusurlu olduğunu tespit ettirmek bakımından, hukuki yararı mevcut olup; yasal olarak davayı devam ettirme haklarının olduğu-
Evlilikğin ölümle sona erdiği, davacı erkeğin davasının, boşanma talebi yönünden konusuz kaldığı, davacı erkek mirasçıları dilekçe vererek davaya Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi uyarınca devam etmek istediklerini bildirdiklerinden, mahkemece boşanma davasının, konusuz kaldığından bahisle esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına ve Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi gereğince, sağ eşin kusurunun tespiti bakımından devam edilerek, toplanan deliller çerçevesinde sağ eşin kusurunun bulunup bulunmadığı konusunda karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-