Davacı sağ kalan eş tarafından açılan boşanma davasının, davalının ölümü ile konusuz kaldığı, eşlerin evlilik birliği ölümle sona erdiği ve ortada davacı tarafından sürüdürebilir nitelikte bir boşanma davasının kalmadığı, dolayısıyla davacının; talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak ifade edilen feragat dilekçesinin hüküm ve sonuç doğurmayacağı- Birliğin ölümle sona erdiği eldeki boşanma davasının, ölen eşin mirasçılarının 4721 sayılı Kanun'un 181/2 nci maddesi uyarınca davaya devam etmeleri neticesinde kusur tespiti davasına dönüştüğü, taraf ehliyetinin, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisinin aksine, taraf sıfatının dava konusu subjektif hakka ilişkin olduğu, davalının ölümü ile elde kalan kusur tespiti davasındaki dava konusu subjektif hakkın ölen eşin mirasçılarına geçtiği, mirasçıların, devam edilen bu davada artık sadece sağ kalan eşin kusurlu davranışlarını ispatlamaya çalışacaklarına göre, davacının kusur tespiti olarak devam edilen eldeki davada artık feragat edebileceği subjektif bir hakkının da bulunmadığı, öyle ise Bölge Adliye Mahkemesince yapılması gereken işin sağ kalan eşin yetkisizlik kararına yönelik istinaf talebi hakkında bir karar verilmesi iken, eşlerden birinin ölümü neticesinde konusuz kalan boşanma davası hakkında feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı-
Evlilik birliği ölümle sona erdiğine ve davalı-karşı davacı erkek mirasçısı tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi uyarınca kusur tespitine yönelik olarak davaya devam edildiğine göre, mahkemece konusuz kalan boşanma ve ferileri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığı yönünde bir tespit yapmakla yetinilmesi ve dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Gerekçesiz şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Kusur belirlemesine yönelik olarak devam edilen davada, davalının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespiti ve bu hususta bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince yeni bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde “kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine” şeklinde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Ölüm ile sona eren evliliğe ilişkin olarak boşanma davasının konusuz kalacağı- Konusuz kalan boşanma davasında erkeğin mirasçılarının davaya dahil edilerek, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesis edilmek ve kusur belirlemesi bakımından davaya devam edilmek suretiyle, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Boşanma kararı verilmesinden sonra hüküm henüz kesinleşmeden önce öldüğü anlaşıldığından konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek ve kusur belirlemesi bakımından davaya devam edilerek, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda da bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ölmesi halinde ölen eşin mirasçılarına, diğer eşin kusurunun tespiti için davaya devam etme hakkı tanınacağı- İlk ölen eşin diğer eşin öldüğü tarih itibariyle hayatta bulunmaması nedeniyle kendisinden sonra ölen eşin mirasçısı olamayacağı bu açıdan ilk ölen eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılması konusunda kusurunun tespit edilmesinde hukuki yararının olmayacağı-
Somut olayda, davacı erkek bölge adliye mahkemesince verilen boşanma kararı kesinleşmeden öldüğüne göre, evlilik birliği ölümle sona ermiş, boşanma davası konusuz kalmış olup bu nedenle mahkemece, ölüm nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve mirasçılara Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi uyarınca kusur tespiti bakımından davaya devam edip etmeyecekleri sorularak, davaya devam etmeleri halinde kusur yönünden bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
2. HD. 02.11.2021 T. E: 7857, K: 8027-
Bölge adliye mahkemesince; tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile evlilik ölümle sona erdiğinden her iki davanın da konusunun kalmaması sebebiyle davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olması nedeni ile mirasçılarının TMK 181. maddesi gereğince kusur tespiti taleplerinin reddine karar verildiği, TMK m. 181/2 uyarınca görülen davalarda sağ kalan tarafın boşanmayı gerektirecek şekilde kusurlu olup olmadığı yönünde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-