Müdahalesinin önlenmesi davasında, bağımsız bölüm yönünden davacının 1/2 oranında hak sahibi olduğu, diğer paydaş tarafından usulüne uygun olarak açılmış bir dava ve istek bulunmadığı dikkate alınarak davacının payı dikkate alınarak müdahalenin önlenmesi ve ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Ecrimisilden sorumlu tutulabilmek için öncelikle hiçbir akdi ve hukuki dayanak olmadan -kötü niyetli olarak- taşınmazın kullanılması ya da kullandırılması gerekeceği-
Ödediği bedel kendisine verilmeyen tarafın, parası iade edilinceye karar yararlandığı ürünleri tazmin etmek ve ecrimisil ödemekle yükümlü olmayacağı-
Davalının taşınmazları muvafakata dayalı olarak kullandığı, ihtarname keşide edilmekle muvafakatin geri alındığı, ihtarname tarihinden sonra ise davalının davacının kullanımını engellediği kanıtlanamadığından, ecrimisil isteğinin tümden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburi olup, gösterilmemiş ise davacıya tespit ettirileceği, tespitten kaçınma halinde dava dilekçesinin muameleye konmaması gerekeceği-
Muris muvazaası sebebi ile açılan tapu iptali davası kabul edilip kesinleştikten sonra açılan ecri misil davasında; dava konusu taşınmazda taraflar paydaş olup taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmadığından davanın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği- Dava konusu taşınmazlar ve benzer nitelikli yerlerin emsal kira bedelleri araştırılmadan ve taşınmazları kullanan kiracılardan ödedikleri kira bedelleri de değerlendirilmeden soyut ve genel ifadelerle ecrimisil belirlenmesi doğru olmadığı gibi sonraki dönemler için ÜFE artış oranı yansıtılmadan yapılan ecrimisil hesabının da isabetsiz olduğu- Dava dilekçesinde belirtilen tarihten önceki bir tarih esas alınarak talep aşılmak suretiyle belirlenen ecrimisilin hatalı olduğu- 
TMK md. 995/2'ye göre ''iyiniyetli olmayan zilyet, yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için de zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebilir.'' hükmü gereğince iyiniyetli olmayan zilyedin, dava konusu olan arazi üzerindeki taşınmaz için mahkemenin davayı kabul etmesine rağmen, aynı arazi üzerindeki ağaçlar bakımından davanın kabulüne karar vermemiş olmasının yerinde olmadığı-
Kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parasının, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenmesi, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmaması gerekeceği-
Davacının açıkça davalıdan hiçbir eş­ya, katkı payı ve edinilmiş mallara katılım alacağı talep etmeyeceğini açıklaması ve beyanını imzası ile onaylaması, protokolün de boşan­ma ilamının eki haline gelmesi karşısında, davacı yanın mal rejiminin tasfiyesine ilişkin isteğinin reddine karar vermesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- Davacı anılan parsel bakımından mal rejiminin tasfiyesi dışında, boşanma ilamının kesinleştiği tarihten itibaren dava tarihine kadar davalının anılan taşınmazda vekil edeninin rızası hilafında kira bedeli ödemeksi­zin ikamet ettiğini açıklayarak alacak isteminde bu­lunmuş olduğundan, davacının, ecrimisil isteğinde bulunduğunun ve görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğunun kabul edilmesi gerektiği-
Ecrimisil isteğine ilişkin davada, 3091 sayılı yasa gereğince davalının men edildiği yerin ecrimisile konu yapılan taşınmaz olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, aynı yerler olduğunun anlaşılması halinde ise davanın kabul edilmesi gerekeceği-