Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında gayrimenkul tellallığı sözleşmesinin, tarafların ortak iradesi ile BK.’ nun 404/3. fıkrasında emredilen geçerlilik şartına uygun şekilde, yazılı olarak kurulmuş olduğu ve taraflarca hayata geçirildiğinin kabulü gerektiği; sözleşmeye taraf olan davalı/borçlunun imza eksikliğini ileri sürmesinin ise dürüstlük kurallarına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğu; sonuç itibarıyla “davacının taraflar arasındaki geçerli tellallık sözleşmesi gereği ücrete hak kazandığı” yönündeki direnme kararının yerinde olduğu-
Davacının önalım hakkını kullanırken dürüstlük kuralına uygun davranmadığı; diğer paydaşlara ve davalıya verdiği güvene aykırı tutum sergilediği, dosya kapsamı ile belirgin olduğundan, davacının iyiniyetli olduğundan söz edilemeyeceği- Yerel mahkemenin herkesin haklarını kullanırken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğuna, hakkaniyet ilkesine, davacının da aynı sözleşmeyi yapmayı düşünüp sonra vazgeçmiş olmasına ve diğer sözleşme yapan hissedarların taşınmazları gerçekten satmak niyetinde olmayıp ev sahibi olma niyetiyle tapuyu devrettikleri kabule dayanan gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermeyeceği-
E.li olarak iki yılı aşan otogaz satışına ses çıkartılmaması, kar payı al­maya devam edilmesi ve 29.11.2006 tarihli bildirim ile M. A.Ş'nin otogaz tesislerinde kendi amblem ve logo­larını kullanmasının istenmesi olgularının karşı tarafça sözleşmenin aynı koşullarda devam ettiğinin kabulü an­lamına geleceğini davacı yanın basiretli bir tacir olarak öngörmesi gerekli olup; bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı yanca, taraflar arasındaki otogaz satımına ilişkin çerçeve sözleşmenin sona erdiğinin ileri sürülmesinin Türk Medeni Kanununun 2. maddesi kapsamında dürüst davranma kurallarıyla bağdaşma­yacağı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda zamanaşımı ya da hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı bulunmadığı, davanın niteliğine göre bu tür iddiaların süreye tabi kılınmaksızın her zaman ileri sürülmesinin olanaklı olduğu-
E.li paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekeceği-
Yabancı mahkemece 1999 tarihinde verilen boşanma kararından sonra tarafların beraberliklerini devam ettirdikleri, bu sırada müşterek çocuklarının dünyaya geldiği, davacının 1999 yılında verilmiş olan boşanma kararının tenfizini istemesinin Türk Medeni Kanununun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı olacağı-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı-