Kooperatif ortaklığının tespiti istemine ilişkin davada, davacının üç pay için ortak olduğunu iddia ettiği tarihten itibaren aidat ödemediği, kooperatif genel kurullarına katılmadığı, tespiti istediği paylarla ilgili kooperatif defter ve kayıtlarında bilgi bulunmadığı anlaşıldığından davacının, uzun yıllar boyunca kooperatifle bağlantı kurmaması, aidat ödememesi, genel kurullara katılmaması, diğer ortaklar gibi yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve 10 yıl sonra eldeki davayı açmasının TMK. mad. 2 hükmüne aykırı düşüp düşmediğinin değerlendirileceği-
Dava konusu sözleşme, BK. hükümlerine tabi bir sözleşme olup, mevcut uygulamaya davacı uzun süre ses çıkarmamış ise, daha sonra somut olayda olduğu gibi, daha iyi şartlarda bir iş başvurusunun kabul edilmesinden sonra bu hakkın ileri sürülmesi MK.’ nun 2. maddesinde belirlenen iyi niyet kuralları ile bağdaşmaz ve hukuken himaye edilemez. Bu durumda mahkemece, objektif iyi niyet kuralları da gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi ge­rekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmamasının, Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olduğu-
Öncesinde üzerinde davacıya ait intifa hakkı tescil edilmişken, kat irtifakı kurulması aşamasında dava konusu bağımsız bölüm kaydına intifa hakkının geçirilip, tescil edilmemesi, kayıtlara göre taşınmazın önce cebri satış, ardından da satış yoluyla davalı tarafından devralınması aşamasında sicil kaydında intifa hakkının yer almaması karşısında davalı iyiniyetle taşınmazı satın alan ve kullanan üçüncü kişi konumunda olup; haksız şagil sayılamayacağından davacının ecrimisil isteminin reddinin gerekeceği-
Öncesinde üzerinde davacıya ait intifa hakkı tescil edilmişken, kat irtifakı kurulması aşamasında dava konusu bağımsız bölüm kaydına intifa hakkının geçirilip, tescil edilmemesi, kayıtlara göre taşınmazın önce cebri satış, ardından da satış yoluyla davalı tarafından devralınması aşamasında sicil kaydında intifa hakkının yer almaması karşısında davalı iyi niyetle taşınmazı satın alan ve kullanan üçüncü kişi konumunda olup; haksız şagil sayılamayacağından davacının ecrimisil isteminin reddi gerekeceği-
Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında gayrimenkul tellallığı sözleşmesinin, tarafların ortak iradesi ile BK.’ nun 404/3. fıkrasında emredilen geçerlilik şartına uygun şekilde, yazılı olarak kurulmuş olduğu ve taraflarca hayata geçirildiğinin kabulü gerektiği; sözleşmeye taraf olan davalı/borçlunun imza eksikliğini ileri sürmesinin ise dürüstlük kurallarına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğu; sonuç itibarıyla “davacının taraflar arasındaki geçerli tellallık sözleşmesi gereği ücrete hak kazandığı” yönündeki direnme kararının yerinde olduğu-
Davacının önalım hakkını kullanırken dürüstlük kuralına uygun davranmadığı; diğer paydaşlara ve davalıya verdiği güvene aykırı tutum sergilediği, dosya kapsamı ile belirgin olduğundan, davacının iyiniyetli olduğundan söz edilemeyeceği- Yerel mahkemenin herkesin haklarını kullanırken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğuna, hakkaniyet ilkesine, davacının da aynı sözleşmeyi yapmayı düşünüp sonra vazgeçmiş olmasına ve diğer sözleşme yapan hissedarların taşınmazları gerçekten satmak niyetinde olmayıp ev sahibi olma niyetiyle tapuyu devrettikleri kabule dayanan gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermeyeceği-