3. kişi konumundaki davalı, borçlunun dayısı olduğundan aralarındaki tasarrufun iptale tabi olduğu, ancak diğer davalılara yapılan satışlar yönünden ivazlar arasında fahiş fark bulunmadığı gibi adı geçen davalıların kötü niyetli oldukları da kanıtlanamadığından bu davalılar yönünden talebin reddine karar verileceği-
Tasarrufa konu edilen hastane işletme ruhsatının alım satıma konu olduğu ve ruhsatların üzerine haciz konulabildiğinden maddi bir değerinin olduğunun saptanmasına, aynı sektörde faaliyet göstermeleri ve tüm dosya içeriğinden de 4. kişi konumundaki davalı şirketin borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun anlaşılmasına göre hastane işletme ruhsatının devrine yönelik tasarrufun iptali gerekeceği-
Tasarrufa konu edilen hastane işletme ruhsat devrinin bir karşılık alınarak devir sözleşmesine ve alım satıma konu olduğu, ruhsatların üzerine haciz konulabildiğinden maddi bir değerinin olduğunun kabulü ile borçlu ile aynı sektörde faaliyet gösteren 4. kişi konumundaki davalı şirketin borçlu davalının mali durumu ile ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun anlaşıldığı ve bu durumda davanın kabulünün isabetli olduğu-
Dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen bedeli arasında fahiş fark bulunduğu, devirlerin ivazsız olduğu, davalının borçlunun eski eşi olması nedeniyle onun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması ve tasarrufların borçtan sonra yapılmış olması nedeniyle dava konusu tasarrufların iptale tabii olduğu- Harç ve davacı yararına hükmedilen vekalet ücretinin, tasarrufun değerinden daha düşük olan alacak miktarı  üzerinden hesaplanması gerektiği-
Bilirkişi tarafından belirlenen bedel ile davalı 3.kişi tarafından ödendiği ispatlanan bedel arasında bir misli fark bulunmadığından dava konusu tasarrufun İİK. 278/3-2.madde gereğince iptali doğru olmamakla beraber dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davalı 3.kişinin borçluların durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu,iptali istenen tasarrufun borçtan sonra yapıldığı ve haciz tutanağının geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu tasarrufun İiK 280/1.madde gereğince iptale tabi olduğu-
Havalelerin satış bedeline eklenmesi suretiyle yapılan karşılaştırmada bedel farkının bulunmadığı ayrıca davalılar arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastını 3. kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir yakınlığın da ispat edilemediği anlaşıldığından tasarrufun iptali davasının reddi gerekeceği-
Davalı 4. kişi durumundaki şirketin davalı borçlu ile arasında borçlunun mal kaçırma kastını 4. kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir hususun ispat edilemediği, tasarrufun iptali davasının reddine karar verileceği-
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında yerel mahkemenin de Yargıtayca da karar verilebileceği- Davalı borçlu ile yeğeni arasındaki taşınmaz satışına ilişkin tasarrufun iptale tabii olduğu-
Araç satışının davalı şirketler arasındaki organik bağ, ortakları arasındaki yakın akrabalık ve alacağa mahsuben yapılan satış olması nedeniyle anılan tasarrufun İİK 279/1-2 ve 280/1.maddeler gereğince iptale tabi olduğu- Davalı 3 kişinin ortağı olduğu şirket ile borçlu şirket arasındaki ticari ilişkiler nedeniyle davalı borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle anılan tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi olduğu- Dava konusu aracın davalı 3. kişi tarafından dava dışı 4. kişiye satılmış olması nedeniyle hakkındaki davanın bedele dönüştürülmesi ve İİK. mad. 283/2 gereğince 3. kişinin tazminatla sorumlu tutulmasının isabetli olduğu- Dava konusu araçla ilgili olarak davalı 3. kişinin tazminatla sorumluluğuna, davacının takip konusu yaptığı icra dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak hükmedilmesi gerekirken, bu konuda sınırlama yapılmamasının hatalı olduğu- Davalı 3. kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle taşınmaz satışına ilişkin tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi olduğu- Dava konusu taşınmazın, üzerindeki ipotek nedeniyle ipotek alacaklısı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte yapılan ihale sonucu alacağa mahsuben alınması ve ihalenin kesinleşmesi halinde, icra dosyası istenerek satış bedelinden davalıya kalan bedel varsa, bu bedelin davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak davalıdan tahsiline, satış bedelinde davalı 3. kişiye kalan bedel yok ise, dava konusu taşınmaz yönünden "davanın konusuz kalması" nedeniyle "esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği-
Davalı, borçlunun ablası olduğu, bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığı ve iptale tabi olduğu, ayrıca alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufların iptali gerekeceği-