Dava dilekçesi davalıya Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, Tebligat Kanunu'nda değişiklik yapan 6099 Sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesinden sonra tebliğ edilmiş olmakla bu tebligat usulsüz olduğundan, davalının adres kayıt sistemindeki adresinin araştırılması, tespit edildiği takdirde dava dilekçesinin öncelikle bu adreste tebliği, tespit edilemediği takdirde ise, yasa maddesinde belirtildiği şekilde işlem yapıldıktan sonra taraf teşkili sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Takip dosyasındaki adrese çıkartılan tebligatı borçlu-davalı bizzat almış ise de, itirazın iptali dava dilekçesinde gösterilen farklı adrese çıkartılan tebligat, muhatabın tanınmadığı şerhiyle iade edilmiş olup, mahkemece, Tebligat Kanunu'nun 35 nci maddesinde yazılı usule göre, duruşma günü ve dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmişse de, bu maddedeki usulle tebligat yapılabilmesi için, öncesinde usule uygun bir tebligatın yapılmış olması gerektiği, davalı, temyiz dilekçesinde yargılama sırasındaki tebligatları haricen de olsa almadığını bildirdiğinden, taraf teşkili yapılmadan esasa girilerek hüküm tesis edildiğinin kabulü gerekeceği-
Davalıya duruşma gününü bildirir davetiye, kiralananın bulunduğu adrese tebliğe çıkartılmış tebligatın tebliğ edilememesi yeni adres de tespit edilememiş olması nedeniyle iade edilmesi üzerine ödeme emrinin tebliğ edildiği adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi hükmüne göre tebliğ edildiği, tebligatın 6099 Sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesinden sonra yapılmış olması nedeni ile usulsüz olduğu, gerekçeli kararın adı geçen davalının, kimlik bilgilerine göre adres kayıt sistemindeki son adresi tespit edilerek, tespit edilen adresine usulüne uygun olarak tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre ilgilinin o yerde bulunup bulunmadığı hususu tespit edilip tebliğ evrakı üzerine şerh verilmeden tebliğ işleminin tamamlanması doğru olmadığından ödeme emri tebligatı geçersiz olduğundan, aynı adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu- İhale edilen taşınmazlar ........ Tapu Sicil Müdürlüğü'nde tapuya kayıtlı olup aralarında ekonomik bütünlük bulunduğu tespit edilemediğinden, taşınmazların ayrı ayrı satılması gerekirken tek bir ihalede satılmasının doğru olmayıp, ihalenin feshi nedeni olduğu-
Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu- Adreste bulunmayan borçluya satış ilanı tebligatının ipotek akit tablosunda yazılı adrese gönderilmesi, bu adreste bulunmadığı takdirde de aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiğinden; bu adres yerine, başka bir adrese, mernis adresine tebligat yapılması usulsüz olduğu- İhalenin bir bütün olduğu ve 1. artırma tarihinden önce satış ilanının usulüne uygun yapılması halinde borçlunun ihale katılımcısı temin edebileceği, tebligatın usulsüz olması nedeni ile de böyle bir imkandan yoksun bırakıldığı değerlendirildiğinde borçlunun satışın gerçekleştirildiği 2. artırma günü ihale salonunun kapısında hazır bulunması halinin usulsüzlüğü ortadan kaldırmayacağı- Taşınmaz satışlarında, satış ilanının örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiği; borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olacağı-
Adres kayıt sisteminde adresleri tespit edilebilen taraflara Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebligat yapılmasının yerinde olmadığı-
Her ne kadar borçlunun ipotek resmi senedinde bulunan ve tapu sicil müdürlüğünce de bildirilen adresine çıkarılan tebligatların bila tebliğ iade olunması üzerine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ yapılmış ise de, taşınmazın fiili haczi ve kıymet takdirinin yapıldığı 13.06.2009 tarihinde hazır bulunup tutanağı imzalamaktan imtina eden borçlunun 23.06.2009 tarihli kıymet takdir raporunda meskende oturduğu tespit edildiğine göre, borçlunun bilinen son adresi satışa konu taşınmaz adresi olup, bu hali ile borçlunun ipotek resmi senedinde bulunan ve tapu sicil müdürlüğünce de bildirilen adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğundan söz edilmesinin olanaklı olmadığı-
Noterlerin, Tebligat Kanunu`nun 35. maddesine göre tebligat yapamayacaklarının; aynı Yasa'nın 34. maddesindeki sınırlama gereği olduğu, sözleşme serbestisi, Tebligat Hükümleri ve sözleşmenin özel hükümleri karşısında kira sözleşmesinin 20. maddesi gereğince sözleşmedeki adrese çıkarılan ve "taşınmıştır şerhi" ile bila tebliğ iade edilen tebligatların muhataplarına tebliğ edildiğinin kabulü gerekeceği, bu durumda kira akdi, davalı kiracı tarafından sözleşmesinin 6. maddesine uygun şekilde fesih ihbarı ile tahliye edildiğinden, davacı kiralayanların tazminat talep edemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekeceği-
Dahili davalılar adına çıkartılan dahili dava dilekçeleri ve duruşma gününü bildirir davetiyeler, Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de; muhatapların adreste ne sebeple bulunmadığı açıklanmadığı, komşu imzası veya imzadan imtina ettiğine ilişkin açıklama da alınmadığından yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı- Bozma kararından sonra yeniden yapılan yargılamada adı geçen kişilerin belirtilen bu adreslerine Tebligat Kanunu 35.maddesine göre tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği gibi, adı geçen kişilerin mernis adresleri de tespit edilmiş olmasına rağmen belirlenen adreslerine tebligat çıkarılmadan ve Tebligat Kanunu 21.maddesine 6099 sayılı Kanunla eklenen ek fıkra uyarınca işlem yapılmaksızın Tebligat Kanunu 35.maddesine göre yapılan geçersiz tebligatlara dayanılarak yargılamaya devam edilemeyeceği-