Aile fertlerinin birbirleri yerine adres beyanında bulunabilmelerine olanak tanıyan yasa ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde, mahkemece tebligat yapılan bu adresin, borçlunun bizzat kendisinin imzalı beyanına dayalı olarak tespit edilmiş mernis adresi olup olmadığı usulünce araştırılmaksızın, yazılı gerekçe ve eksik inceleme ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilemeyeceği-
Alacaklı vekilinin Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğini istediği adresin borçlunun adres kayıt sistemindeki- "MERNİS" adresi olup olmadığı araştırılmamış olduğundan mahkemece bu hususun araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalı kocaya gönderilen tebligat, kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ edilmediğine göre, adres araştırması da yapılmaksızın Tebligat Kanunu 35.madde uyarınca tebliğ yapılmasının davalının savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatası olduğu-
Davalının adres kayıt sisteminde yer alan "diğer adrese" usulüne uygun yapılmış bir tebligat bulunmadığından, adresine doğrudan Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılan tebliğin geçersiz olduğu-
Tebligat Yasasının 35. maddesi "Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti" başlıklı olup, bu maddenin uygulanabilmesi için öncelikle daha evvel usulüne uygun bir tebligatın varlığı şart olduğu-
Davacı-borçlu şirkete satış kararının Teb. K. mad. 35 uyarınca tebliğ edildiği, davacı-borçlu AŞ tarafından verilmiş bir vekaletnamenin satış kararı ve satış gününe kadar takip veya satış dosyasına ibraz edilmediği, dolayısıyla satış tarihine kadar davacı-borçlu şirketin icra satış dosyasında vekille temsil edilmediği, bu nedenle doğrudan şirkete yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu- Satış dosyasına ibraz edilen kıymet takdiri raporuna itirazın reddine ilişkin karar örneğinde davacı-borçlu şirketin vekilinin adı bulunmasının sonucu değiştirmeyeceği, vekaletname aslının veya onanmış örneğinin her dosya için ayrı ayrı verilmesi zorunluluğunun bulunduğu- Davacı-borçlu şirkete usulüne uygun olarak tebligat yapılmadığı kabul edilse dahi, davacı-borçlu şirket adına vekaletname ibraz eden vekil tarafından satış gününden önce taşınmazların satışına karar verildiği belirtilerek satışın durdurulmasının talep edildiğinden davacı-borçlu şirketin satış tarihinden haberdar olduğu- Davacı-borçlu şirket, haberdar olmadığını beyan ettiği tebligat gereğini yerine getirmek üzere işlemlere başlamış, vekili aracılığıyla açtığı davalarda satışın tedbiren durdurulmasını talep etmiş olmakla artık, vekilin de haberdar olduğu açık olan satış tarihinin tebliğ edilmediğinden bahisle tebligat yokluğuna dayanarak ihalenin feshini talep etmesi açıkça TMK’ nun 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına da aykırılık teşkil edeceği- Davacı-borçlu şirketin vekili olduğu, delil olarak bildirilen dosyalar içine verilen vekaletname örneklerinden anlaşılan avukatın açık artırmada hazır olduğu ve tutanağı imzaladığı da belirgin olduğundan, başka bir sıfatla açık artırmaya katıldığını kanıtlayamayan bu vekilin artırma ve satış sırasında hazır bulunmasının da davacı-borçlu şirketin satış günü ve ihaleden haberdar olduğunu gösterdiği- Davacı-borçlu şirketin ihale tarihinden yöntemince haberdar olduğu gözetildiğinde, yapılan ihalenin feshine dair şikayetin yasada öngörülen süreden çok sonra olduğu ve mahkemece süre nedeniyle ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
İİK'nun 153. maddesinde yazılı koşulların oluşması halinde ipotek borçlusunun ipoteğin çözülmesi için icra dairesine doğrudan başvurabileceği-
Borçlunun eksik bildirilen adresine tebligat yapılamaması nedeniyle Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan satış ilanı tebligatı geçersiz olmakla, satış ilanı tebliğ edilmeden ihalenin yapılmasının fesih nedeni olacağı-
Borçluya satış ilanının tebliği zorunlu olup, borçlunun satışı yapılan taşınmazın maliki olması koşulu kanunda öngörülmediğinden, usulünce tebligat yapılmayan borçlunun şikayeti üzerine "ihalenin feshine" karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat Kanunu mad.35 gereği tebligat yapılabilmesi için muhatabın yeni adres bırakmadan adresi terketmiş olması gerektiğinden muhatabın adreste bulunmaması halinde Tebligat Kanunu mad. 21 uyarınca işlem yapılması gerektiği-