Satış ilanının borçluya tebliğinin zorunlu olduğu, vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği-
Davalıya tebligat yapılamaması üzerine resmi akit tablosundaki adrese Tebligat Kanunu 35. madde uyarınca tebligat yapıldığı kabul edilerek yargılamaya devam edilmiş ise de bu tebligat parçası dosyada bulunmadığı gibi bildirilen adresin adı geçen davalıya ait olup olmadığı anlaşılamadığından ve davalıya tebligatın yapıldığı adresin belirlenemediği  görüldüğünden, dava dilekçesinin davalıya usulünce tebliğ edilmiş olduğu kabul edilemeyeceği; davada taraf teşkili sağlanmadan, davalının savunma hakkını kısıtlayacak şekilde yargılamaya devam edilerek hüküm tesisinin hatalı olduğu- Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlendiği ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarrufların sınırlı olarak sayılmış olmadığı, kanun’un iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayininin hakimin takdirine bırakıldığı (İİK. mad. 281) ve bu nedenle de davacı tarafından sadece bir maddeye dayanılmış olsa da, mahkemenin bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebileceği-
Dosya kapsamında yapılan tebligatların incelenmesinde; 18.6.2009 tarihli kıymet takdir raporu tebligatının, haber verilen komşunun imzadan imtina edip etmediği hususu belirtilmemesine rağmen imzasının alınmaması nedeniyle usulsüz olduğu, daha sonra aynı adrese gönderilen 27.5.2011 tarihli yeni kıymet takdir raporu tebligatının da önce bila tebliğ iade edildiği, daha sonra gönderilen 16.7.2011 tarihli tebligatının ise Tebligat Kanunu 35. maddesine göre yapılmaya çalışıldığı ancak 35. madde şerhinin bulunmadığı, bundan sonra satış ilanının aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre 28.11.2011'de tebliğ edildiği görüldüğünden, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılmadan önce usulüne uygun yapılmış bir tebligat bulunmadığının anlaşıldığı, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre aynı adrese yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu- Satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekte, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerektiği, satışı istenen taşınmazın kıymetinin takdiri hakkındaki İ.İ.K.’nun 128.maddesinin, paraya çevirme başlığını taşıyan III. bölümde bulunduğu, bu nedenle taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerekeceği-
Davalı şahıs ve davalı şirket tasfiye memuru adına çıkartılan, gerekçeli karar ve davacı yanın temyiz dilekçesi tebliğlerinin, bila tebliğ iade edilmesi neticesinde, doğrudan Tebligat Kanunu. mad. 35 'e göre yapılmış olup, adı geçenlerin mernis adreslerinin tespit edilerek, gerekçeli karar ve davacı yanın temyiz dilekçesinin bu adreslere usulünce tebliğ edilmesi gerektiği-
Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
İflas istemine ilişkin davada, davacı, delilleri arasında davalı defterlerine de dayanmış, mahkemece ara kararında davalı defterlerinin istenilmesi için meşruhatlı davetiye gönderilmesine, defterlerin ibraz edilmemesinin sonuçlarının hatırlatılmasına karar verilmiş ise de, anılan ara kararının yerine getirilmediği, depo kararının tebliği için çıkarılan tebligatın, davalının adresten ayrılması nedeniyle 7201 s. Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmış olduğundan, davalının ticaret sicilindeki tebligata yarar en son adresi araştırılarak, bu adrese usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek ibrazı halinde davalı defterlerinin de bilirkişi aracığıyla usulüne uygun şekilde incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Değişiklikle getirilen üç yıllık zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için altı aylık zamanaşımı süresinin takibe konulan çekler yönünden 03.02.2012 tarihi itibari ile dolmamış olması gerekeceği, belirtilen tarihten önce zamanaşımı süresi dolmuş ise bunun canlandırılması ve sürenin üç yıla çıkartılmasının kabul edilemeyeceği-
Borçlulara Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre çıkarılan satış ilanı tebligatlarının, adres istimlak edilip, metro yapımı amaçlı kapatıldığı ve bu nedenle Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinin uygulanmadığı açıklanmak suretiyle iade edilmiş olduğundan borçlulara satış ilanı tebliği zorunluluğu yerine getirilmediğinden ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Davalıya duruşma günü ve dava dilekçesi tebliği mernis adresi olduğu anlaşılan adreste Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için bu adreste kişiye aynı dava dosyası ile ilgili daha önce usulüne göre tebligat yapılmış olması gerektiği; aksini kabulünün savunma hakkının kısıtlanmasına neden olacağı-
Şikayetçi borçlunun taraf olmadığı mahkeme kararının borçlu yönünden takip hukuku bakımından kesin hüküm oluşturduğunu söylenemeyeceği, bu durumun hukuki dinlenme hakkının ihlali anlamına geleceği-