Kural olarak kumsal nitelikteki taşınmaz mallar üzerinde devletin klasik anlamda bir mülkiyet hakkı değil, denetim ve gözetim hakkının mevcut olduğu, bu hakka dayanılarak kanunun müşterek kullanımına bırakılan bu tür yerler üzerinde yararlanma hakkının, Hazine tarafından kamu yararına olarak belli bir idareye kullanma hakkı bırakılarak sınırlandırılabileceği, bu kullanılmadan doğan objektif ve varsa subjektif haklardan kaynaklanan kişiler ile idare arasındaki uyuşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu-
E.tılan ve yol olarak kullanılan sahanın ibraz edilerek tapu sicilin-den çıkarılması gerekeceği-
Mer’a olduğu kanıtlanan taşınmazların “niteliklerini kaybettiği” gerekçesiyle Hazine adına tapu oluşturulamayacağı-
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin, tapuya tescil edilemeyeceği-
Kamunun istifadesine terkedilen -örneğin; denizin ayrılmaz par-çası durumunda bulunan kumluklar (kıyılar)- yerlerin, tapuya tescilinin hüküm ifade etmeyeceği, lehine tescil yapılan kimse için bir hak doğurmayacağı-
Davacı belediyenin, tapuda adına kayıtlı olan yeri fuzulen işgal eden kişiden, fiilen yol haline getirildiği güne kadar ecrimisil isteyebileceği-
Tescile tabi olmayan ve özel mülkiyet konusu teşkil etmeyecek yerlerin her nasılsa sicile kayıt edilmiş olmasının, taşınmazın kamu malı olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı-
“Patika”nın, kamunun yararlandığı doğal bir yol olup, sicile kayıtlı olmayan taşınmazlar arasında yer aldığı-
İlke olarak kamu mallarının tapuya tescil edilemeyeceği-