Mahkemece karar verilerek davadan el çekildikten sonra temyiz aşamasında davacı tarafından davadan feragat edildiği, feragat hakkında karar verme yetkisi yerel mahkemeye ait bulunduğundan feragat hakkında bir karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulması gerekeceği-
Dava konusu meskenin tamamının banka kredisi kullanılarak alındığı açık ise de meskenin taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra üçüncü kişiye satılması, mal rejimi sona erdiği sırada davalının mal varlığında bulunması sebebiyle tasfiyeye gireceği açık olup, tasfiye sonrası üçüncü kişiye yapılan satışın davacının katılma alacağı hakkını etkilemeyeceği-
Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiş olup, bu durum karşısında, eşler, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden, evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu-
Davalı yan boşanma ile sona eren evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın muristen intikal eden taşınmazın satımından elde edilen para ile satın alınan kişisel mal olduğu iddiasında bulunmuş, davalı gösterdiği delillerle iddiasını ispat edememiş ve ayrıca, taşınmazın davacı tarafından davalıya hibe edildiği de ileri sürülmediği gibi, davacının anlatımı ve dosya kapsamından davacının bu amaçla hareket ettiği sonucuna varmak da mümkün bulunmadığından, TMK'nun 222/son maddesi gereğince taşınmazın edinilmiş mal olduğunun kabulü gerekeceği-
Mahkemece, davalının banka hesabından çektiği miktar davalı lehine kişisel mal olarak hesaplamaya katılmış ise de; bu miktarın çekildiği davalı adına bulunan banka hesabındaki miktarın TMK'nun 219. ve 220. maddelerine göre edinilmiş veya kişisel mal olup olmadığı hususunda herhangi bir araştırma veya inceleme yapılmadan karar verilemeyeceği-
TMK'nun 239. maddesi uyarınca, taraflar arasında aksine bir anlaşma bulunmadığından, belirlenen katılma alacağına karar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği-
Dava konusu aracın karar tarihine en yakın tarihten değeri (sürüm değeri) uzman bilirkişi vasıtası ile tespit edilmeli ve davacının ziynetlere ilişkin isteğin kabulü halinde mükerrer ödemeye mahal verilmemesi bakımından hükmedilen ziynet bedelinin aracın değerinden düşülmesinden sonra davacının talebi de dikkate alınarak TMK'nun 236. maddesi gereğince katılma alacağına karar verilmesi gerekeceği-
Evlilik birliği içinde 2005 yılında satın alma sonucu davacı adına tescil edilen araç üzerinde katılma alacağı bulunduğu iddiasıyla takas def'inde bulunulduğu, davacı üzerindeki araç yönünden davalı lehine tasfiye alacağı doğup doğmayacağı tespit edilerek davalı lehine bir alacağın saptanması halinde, gerek bu miktarın, gerekse de, yargılama aşamasında davalı tarafından davacıya yapılan ödemenin göz önünde tutulması ve takas defi sonucu tespit edilecek miktar ile davalının yargılama aşamasında yapmış olduğu ödemenin toplamı kadar davanın konusuz kaldığı dikkate alınarak sonucuna göre karar verileceği-
Katılma alacağı istemine konu araca ilişkin olarak, davalı adına herhangi bir kaydı olup olmadığının, kayıtlıysa alım ve satım tarihlerinin tespit edilmesi, aracın mevcut maliklerinden önce davalı adına kaydının tespiti halinde, edinme tarihi dikkate alınarak TMK'nun 202 ve devamı maddeleri uyarınca davacının katılma alacağı hakkı olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre vekalet ücretine karar verilmesi gerekeceği-