Davalı adına tescil edilmişken boşanma davası tarihinden kısa bir süre önce satış yoluyla elden çıkarılan meskenin, kişisel mal olduğu TMK. 6 ve 222/son uyarınca davalı tarafından usulüne uygun olarak kanıtlanmadığından ve boşanma kararının kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmediğinden, katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı-Evlilik birliği içinde öğretmen olarak çalışan davacının taşınmazın edinilmesinde katkısının bulunduğuna ilişkin yerel mahkemenin kabulü doğru olmakla birlikte, dinlenen davacı ve davalı tanık beyanlarından taşınmazın alımında kişisel mal niteliğindeki davalının annesine ait taşınmazın satılmasından elde edilen paranın kullanıldığı anlaşıldığından, bu taşınmaza ait tapu kaydı, resmi akit tablosu ve para ödemeye ilişkin dekontların taraflardan ibrazı istenip, bu belgeler de gözönünde tutularak, tanıklardan taşınmazın satım bedeli ile bu bedelin ne kadarının dava konusu taşınmazın alımında kullanıldığının sorulup dava konusu taşınmazın atımındaki kişisel mal oranı saptanmalı, bu şekilde saptanan oran ile dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin çarpımı sonucunda kişisel mal miktarı tespit edilmeli ve tespit edilen kişisel mal miktarı düşüldükten sonra davacının geliri ile yapmış olduğu katkı oranı kalan miktar ile çarpılarak katkı payı alacağı hakkında bir karar vermek gerekeceği-
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen ve kolaylıkla taşınabilen, götürülebilen nev'iden olup ispat yükü kendisine düşen davacının, dava konusu ziynet eşyasının eşi tarafından alındığını TMK. 6 uyarınca usulüne uygun olarak ispatlaması gerektiği-Edinilmiş mal olan ve davalı tarafından hesaptan çekilen paranın evlilik birliği içinde harcandığı davalı tarafından iddia edilmediği ve tarafların sosyal ekonomik durumuna göre bu miktarda paranın hayatın olağan akışı içinde harcanması mümkün bulunmadığından TMK'nun 236. maddesine göre bu miktarın yarısına katılma alacağı olarak karar verilmesi gerekeceği-
Başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olması gerekeceği-
Katılma alacağı isteğine ilişkin davada, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekeceği-
Katılma alacağı istekli davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekeceği- Davalı adına herhangi bir tarihte kayıtlı araç olup olmadığının, kayıtlıysa alış ve satış tarihlerinin tespit edilmesi, araçların halen mevcut maliklerinden önce davalı adına kaydının tespiti halinde edinme tarihi dikkate alınarak TMK'. mad. 202 vd. uyarınca davacının katılma alacağı olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılması gerektiği-
Davalı vekili davacı üzerinde kayıtlı olan ve evlilik birliği içerisinde alınan araç üzerinde vekil edenin tasfiye alacağı bulunması nedeniyle TMK'nun 236. maddesi uyarınca takas edilmesini istemiş olup, davalı vekili, tarafından savunma olarak getirilmesi ve külli tasfiyenin söz konusu olması, TMK'nun 236/1-son cümlesine göre takas def'i emir niteliğinde olup, istekle bağlılık ilkesi ile harçsız dava açılamaz kuralına takılmadan isteğin (takas defi'nin) değerlendirilmesi gerektiği görüşünün Dairece benimsenmesi sebebiyle davalı lehine katılma alacağı doğup doğmayacağının tespit edilerek hesaplamada gözetilmesi, takas ve mahsubun değerlendirilmesi, (TMK. m. 236/1 son cümle), gerekeceği-
Taraflar arasında resmi evliliğin olmadığı bir dönemde edinilen taşınmaz ile üzerinde yapılan binanın katkı payı alacağı ile katılma alacağı veya değer artış payına konu olacak bir alacak olduğundan söz edilemeyeceği ve mevcut isteğin mal rejimlerinin tasfiyesiyle bir ilgisi bulunmadığından dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile dosyanın görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekeceği-
4721 sayılı TMK'nun yürürlükte olduğu tarihte edinilen mal varlığı edinilmiş mal niteliğinde olup bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. m.235/1) katılma alacağının belirlenmesi gerekeceği-
Katılma alacağı davasının reddine ilişkin davada, paylaşıma tabi tutulacak artık değer kalmadığı için, evlilik birliği içinde yapılan ödemeler, edinilmiş maldan yapılmış olmasına rağmen, değer kaybının tamamının kayıt maliki olmayan davacı eş üzerinde bırakılması adalete uygun olmayıp bu tür davalarda fedakarlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet kuralının da gözetilmesi gerekeceği-
Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilecek olup, davalının açık rızası dışında davayı geri alma yasağı bulunduğu, davalının açık muvafakatinin bulunması halinde, davanın esası hakkında bir karar verilmeyeceği-