Peşin alınan karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gerekenden fazla olduğu anlaşılırsa fazlalığın istek üzerine geri verileceği-
Taraflar arasındaki artık değere katılma alacağı davasında, mahkemece davacı lehine USD ve EURO cinsinden belirlenen alacağın, 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi uyarınca, Devlet bankalarının aynı cinsten açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekeceği-
Maddi olayları ileri sürmenin taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemenin hakime ait olduğu- Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı olduğu- Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkı olduğu- Katılma alacağının Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek olmadığı- Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı- Üçüncü kişi aleyhine sonradan aynı Kanun'un 241.maddesine dayanılarak alacak davası açıldığında, 229. maddedeki kazandırma veya devir koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin yeniden araştırma konusu yapılmaması gerektiği-
Vekalet ücretinin yanlış takdir edilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu hükmünün düzeltilerek onamasına karar verilmesi gerektiği-
Davacının Urla'da bulunan taşınmazlara yönelik alacak talebi ile ilgili yaptığı katkı bakımından bu taşınmazın davalının kişisel malı olmadığı, davacı tarafından yapılan katkının koşulların oluşması halinde tapu kayıt maliki olan dava dışı davalının annesi ve kardeşinden genel hükümlere göre istemesinin mümkün bulunduğu, söz konusu taşınmazlar yönünden uyuşmazlık mal rejiminin tasfiyesi çerçevesinde değerlendirilemeyeceği- Davalının gösterdiği delillerle iade vakıasını kanıtlayamadığı, bir kısım tanıklarca da doğrulanan açıklamalara göre davacının 50 adet tam, 50 adet yarım ve 80 adet çeyrek altın olarak nitelenen ziynet eşyalarının mevcut olduğu, davalı tarafta kaldığı ve iade edilmediğinin kabulü gerekeceğinden, davacının ziynet eşyaları yönünden gerektiğinde dava tarihindeki değerinin belirlenmesi bakımından uzman bilirkişiden rapor alınarak gerçekleşecek sonucuna göre talebin kabulüne karar verilmesi gerekeceği- .... plakalı araç üzerinden mükerrer olacak şekilde davacı lehine artık değere katılma alacağına hükmedildiğinin görüldüğü, mahkemece, otomobilin satılması suretiyle bankaya yatırılan ve ikame bedel niteliğinde olan satış bedeli dikkate alınarak davacı lehine artık değere katılma alacağının belirlenmesi gerekeceği-
Mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden ödemenin hesaplanan peşin sermaye çevrilmiş değerinin, emekli olan eşin kişisel malı sayılacağı, ödenen toplam emeklilik ikramiyesinden, kişisel mal sayılan bu miktar (mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden günlük irat şeklindeki toplam ödemelerin peşin sermayeye çevrilmiş değeri) çıkarıldıktan sonra, kalan miktarın edinilmiş mal kabul edilerek tasfiye sırasında göz önünde bulundurulması gerekeceği-
Eldeki dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkin bulunduğuna, taraflar, müteveffanın yasal mirasçıları olduğuna ve davacı tarafından davalıların müteveffanın gerçek anne-babası olmadığının ileri sürülüp dava açıldığına ve soy bağının düzeltilmesi davasının başarıya ulaşması halinde davalıların mirasçılık sıfatını kaybetmeleri söz konusu olacağına göre, anılan davanın eldeki davayı etkileyeceğinden sonucunun beklenmesi gerekeceği-
Dava  dilekçesinin içeriği  ve  yargılama aşamasındaki beyanlardan davacı tarafın isteğinin  hangi malvarlığına ilişkin  olduğu  açık olmadığı; HMK. mad. 31 uyarınca hakimin davayı  aydınlatma görevi kapsamında davacı tarafın  talebi  açıklattırılıp, davacı tarafın gösterdiği tanıkların da ifadelerine başvurulması ve buna göre hüküm tesis edilmesi gerektiği-
Mahkemece davacının katılma alacağı talebi kısmen kabul edilerek alacağa hükmedildiğine göre; kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına reddedilen bölüm üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
Mahkemece, mal rejiminin tasfiyesi hükümleri uyarınca tasfiye alacağının davalı taraftan alınmasına karar verilmesine ilişkin davanın niteliği dikkate alınarak uyuşmazlığın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp çözüme kavuşturulması gerekirken, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile karar verilmesinin doğru olmadığı-