Takip konusu borcun birden fazla borçlusu bulunması halinde, alacaklının bunlardan birisinin ikametgâhının bulunduğu yerde -tüm borçlular hakkında- icra takibi yapabileceği, ancak bu hükmün (kuralın), yalnız «borçlulardan birinin ikametgâhındaki (onun için genel yetkili olan) icra dairesinde takip yapılması halinde» geçerli olacağı-
Her ne kadar alacaklı tarafından icra takibine .. Ticaret Mahkemesince 15.01.2010 tarihli ihtiyati haciz kararına dayanılarak başlanılmış ise de icra mahkemesinin karar tarihi olan 04.03.2010 tarihinden önce 11.02.2010 tarihinde aynı mahkemece ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiğine ve bu karar dosya içinde mevcut olduğuna göre, artık anılan ihitiyati haciz kararının icra dairesinin yetkisini belirlemede dikkate alınamayacağı-
İİK.’nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetlerin, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesince çözümleneceği; bu hususun kamu düzenine ilişkin “kesin yetki” niteliğinde olduğu ve icra mahkemesince “doğrudan doğruya” gözetileceği-
Kamu düzeni ile ilgili bulunmayan hallerde, İİK’nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HUMK’nun 22. maddesi uyarınca tarafların yetkili icra dairesini sözleşme ile belirleyebilecekleri- (Not: HMK 17 uyarınca yapılacak yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için “tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılmış olması” gerekir.)
Genel nitelikte olmayıp da, belli bir malın haczini isteyen “nokta haczi” biçiminde yazılan haciz talimatı üzerine uygulanan hacizle ilgili şikayetlerin, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesinde inceleneceği; bu durumda İİK’nun 79. maddesinin uygulanmayacağı-