“İstihkak” ve “şikâyet” in, süre, harç, yargılama prosedürü ve temyiz imceleme yeri yönünden farklı usule tabi olduklarından, icra mahkemesince “istihkak” ve “şikayet” in birleştirilerek değil, ayrı ayrı görülmeleri gerekeceği-
İstihkak davasında takip alacaklısının zorunlu dava arkadaşı olduğu, bu nedenle davalı olarak gösterilmesi gerektiği, takip alacaklısının davalı olarak gösterilmemiş olması halinde alacaklının davaya katılmasının sağlanarak kendisine dava dilekçesi ve davetiye tebliğ olunarak taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği-
Feri müdahil aleyhine bir hüküm kurulamadığında, feri müdahilin hükmü tek başına temyiz etmesinin olanaksız olduğu – Mahkemenin ilk kararında davalı alacaklı lehine “maktu” vekalet ücretine takdir edilmiş ve bu hükmün davalı alacaklı tarafından temyiz edilmemiş olması halinde hükmün davalı yararına kesinleşmiş olacağı; davacının karar düzeltme talebi ile kararın daha sonra bozulmuş olmasının, davalı lehine daha önceden doğan kazanılmış hak kuralının bu hükümle bertaraf edilmiş olduğunun kabul edilemeyeceği; bu durumda mahkemece bozmadan, sonra davalı alacaklı yararına “nispi” vekalet ücreti takdir edilemeyeceği-
Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi gereğince ticaret şirketi yetkili temsilcisinin tebliğ yerinde hazır olmaması halinde, tebligatın tüzel kişinin o yerdeki memur ve müstahdemlerinden birisine yapılması gerekeceği; borçlu şirkette çalışmayan kişiye yapılan tebligatın geçerli olmayacağı-
İİK. nun 97/XV maddesi uyarınca istihkak davasının kabulü üzerine davacı yararına –malın değerinin %15’ inden aşağı olmamak üzere- tazminata hükmedilmesi için, “alacaklının kötü niyetinin kanıtlanması” gerekeceği; buradaki kötü niyetten amacın ”haciz sırasında, haczedilen malların davalıya ait olduğunun alacaklı tarafından bilinmesine karşın alacaklının icra memurundan o malların haczedilmesini istemesi” olduğu-
Borçlu ile davacı 3. kişi arasındaki ilişkinin ticari işletme devri (örtülü işyeri devri) niteliğinde olduğu durumlarda olaya İİK. nun 44 ve BK’ nun 179. maddesinin (şimdi; TBK. mad. 202) uygulanması gerekeceği, 3. kişi tarafından “işyeri devri ile ilgili İİK. nun 44. maddesinde öngörülen koşulların yerine getirildiği” 3. kişi tarafından iddia ve ispat edilmedikçe, işyerini devralan davacı-3. kişinin BK. nun 179. maddesi (şimdi; TBK. mad. 202) uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olduğu, bu nedenle mahkemece “3. kişinin istihkak iddiasının reddine” karar verilmesi gerekeceği-
3. kişinin açtığı istihkak davasının kabulü halinde; istihkak davası sonuçlanmadan hacizli malın paraya çevrilmiş olması durumunda, davanın konusunun bedele dönüşmüş olacağı (İİK. nun 97/X); somut olayda dava konusu hacizli mallar yargılama sırasında yapılan ihalede alacağına mahsuben alacaklıya satılmış ve ihalenin kesinleştiği anlaşıldığından, bu bedelin alacaklıdan alınarak davacıya verilmesi gerekirken, infazda kuşku yaratacak ve ihaleyle ilgisi bulunmayan borçlu da sorumlu tutulacak şekilde karar verilemeyeceği-
İstihkak davasında taraflara duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ olunarak taraf teşkili sağlandıktan sonra, tarafların gösterecekleri delillerin toplanarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği; savunma hakkı engellenmek suretiyle dosya üzerinden bir karar verilemeyeceği-
Davanın kabulü halinde kural olarak yargılama giderlerinin davalıya yükletileceği, ancak, HMK’ nun 312/2 maddesi uyarınca davalının hal ve davranışıyla davanın açılmasına sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk oturumunda davayı (davacının talep sonucunu) kabul etmiş olması halinde, davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı-
İİK. nun 97/XIII maddesi uyarınca, istihkak davasının reddi halinde davalı alacaklı lehine -takip konusu ”alacak miktarı“ ile “haczedilen malın değeri” nden hangisi az ise, onun üzerinden- %40‘ dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebilmesi için mahkemece “teminat karşılığında takibin ertelenmesine (durdurulmasına) karar verilmiş” ve gerekli teminatın da davacı 3. kişi tarafından yatırılmış olması gerekeceği (Mahkemece “teminat alınmak suretiyle takibin ertelenmesine” karar verilmemiş veya karar verilmiş olmasına rağmen 3. kişiden teminat alınması kararlaştırılmamış, ya da kararlaştırılmış olsa bile gerekli teminat 3. kişi tarafından yatırılmamışsa, icra müdürlüğü takibe devam edeceğinden alacağın, tahsilinin geciktiğinden söz edilemeyeceğinden, alacaklı lehine tazminata hükmedilemeyeceği)-