Borçlunun daha önce; ticaret siciline, tapu idaresine, notere, bağkura, icra dairesine, defterdarlığa, vergi dairesine, esnaf ve sanatkârlar siciline bildirdiği adresine -adres değişikliği ayrıca bir kuruma bildirmiş olmadıkça- Teb. K. 35/son’a göre tebligat yapılabileceği–
«Ödeme emri», «icra emri», «tahliye emri» vs.nin borçluya usulsüz olarak tebliğ edildiğinin -yapılan şikayet sonucunda- anlaşılması halinde, icra mahkemesince (tetkik merciince); «ödeme emrinin» («icra emrinin», «tahliye emri»nin) veya «takibin» iptaline değil «tebliğ tarihinin borçlunun bildirdiği ..... tarih olarak kabulüne (düzeltilmesine)...» şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
«Usulsüz tebliğ»le ilgili istemin, tetkik mercine ‘gecikmiş itiraz’ şeklinde sunulmuş olması halinde de, başvurunun hukukî niteliği hakimce belirleneceğinden (HUMK. 76; şimdi; HMK. 33) istemin «şikayet» olarak incelenip sonuçlandırılması gerekeceği–
Tebligat Kanununun 21 ve Tebligat Tüzüğü‘nün 28. maddesi uyarınca; muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek kişilerin hiçbirisi gösterilen adreste bulunmazsa; tebliğ memurunun bu kişilerin adreste bulunmama sebeplerini, bilmesi muhtemel konusu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, zabıta âbir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan kaçınmaları halinde bu durumu da tutanağa yazıp imzalamaları (imzalatmaları) gerekeceği, ayrıca, tebliğ sırasında hazır bulunmayan muhatapların, tevzi (dağıtım) saatlerinden sonra adrese geldiğinin (döndüğünün) beyan edilmesi halinde, bunun tebligat parçasına yazılıp imzalanması gerekeceği–
Borçlunun -«ödeme emri tebligatının usulsüz yapılmış olduğunu» ileri sürerek- ödeme emrine itiraz etmemiş dahi olsa, «ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesini» istemekte hukuki yararının bulunduğu–
«Adresin meçhul olduğu» hususunun tebliğ memurunca muhtara şerh verdirilmemiş ve ayrıca icra müdürlüğünce zabıta araştırması yaptırılmamış olması halinde ilanen tebligat yaptırılamayacağı–
Haciz sırasında hazır bulunan borçlunun icra dosyasında bir işlem yapmış olmadıkça; dosya içeriğinden, takipten ve ödeme emrinden haberdar olmuş sayılmayacağı (ve ödeme emrinin usulsüz tebliği hakkındaki şikayet süresinin, haciz tarihinden itibaren işlemeye başlamayacağı)–
«Birlikte» kaydiyle yapılan tebligatı alan kişiyle gerçekte «birlikte oturulmadığı» hususunun icra mahkemesinde (tetkik merciinde) kanıtlanması halinde tebligatın usulsüz hale geleceği–