Usulsüz yapılan tebliğin, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacağı-
Borçluya satış ilanının tebliğine ilişkin işlemde muhtara isim, mühür ve imzasıyla teslim edilen evrak, tebliğ memurunun imzası ile tevsik edilmişse de, borçlunun nerede olduğunun kimden soruşturularak tespit edildiği ve bu kişinin açık kimliğinin ne olduğu tebliğ mazbatasında açıklanmamış olduğundan borçlu adresine çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olduğunun kabulüne olanak olmadığı-
Borçlunun bilinen en son adresi olan icra takip dosyasında kendisine ödeme emri tebliğ edilen adrese herhangi bir tebligat çıkarılmaksızın doğrudan adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine yapılan tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine aykırı olduğundan, usulsüz olduğu- Şikayetçi borçluya gider avansı yatırması için usulüne uygun tebligat yapılmaksızın açtığı ihalenin feshi istemli davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlulara icra emri ve kıymet takdir raporunun bilinen adreslerinde tebliğ edildiği, bu adreslere çıkartılmış ancak tebliğ edilemeden geri dönmüş bir tebliğ evrakı olmadığı halde, gayrimenkul satış ilanı tebligatlarının aynı adreslerde doğrudan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılması yasa hükmüne aykırı olup, bu haliyle satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu-
Tebligat şeklen 7201 Sayılı Kanun'un 21. maddesine uygun ise de, Hukuk Genel Kurulu'nun 07.04.1982 tarih ve 1979/10-1377 esas, 1982/337 karar sayılı kararı ile de benimsendiği üzere tebliğ belgesindeki kayıtların aksi her türlü delille kanıtlanabilir. Bu durumda, mahkemece duruşma açılıp, borçludan tebliğ işleminin usulüne aykırı olduğu yönündeki şikayeti ile ilgili delilleri sorulup, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat evrakına şerh edilen bilgilere göre tebliğ memurunun, adreste bulunmayan muhatabın adreste bulunmama sebebini Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30/1. maddelerinde belirtilen usulde araştırdığına ve adreste bulunmama sebebini tespit ettiğine dair herhangi bir bilgi bulunmadığından şikayetçi borçluya örnek 10 ödeme emrinin tebliği işlemi usulsüz olup Mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun Göztepe Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne bildirdiği adresine gönderilen ödeme emrinin tebliğ edilememesi üzerine aynı adrese 7201 Sayılı Kanun'un 35/son maddesi gereğince tebliğ yapılmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığı-
11.01.2011 tarihli 6099 sayılı Tebligat Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 19.01.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanmış olup, aynı kanunun 18.maddesi uyarınca, somut olaya uygulanması gereken düzenlemeler bu tarihte yürürlüğe girmiş olduğundan 19.01.2011 tarihinden sonra yapılacak tebliğ işlemlerinde bu yasal düzenlemelerin uygulanmasının zorunlu olduğu; mahkemenin yasanın uygulanabilmesi için ayrıca tüzük veya yönetmelik çıkarılması gerektiğine yönelik gerekçesinin yasal bir dayanağının olmadığı-
Alacaklı tarafından genel kredi sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçlunun takip dayanağı sözleşmede yazılı adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ evrakının, borçlunun tanınmadığı sebebi iade edildiği, alacaklının talebi ile borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan adresine, tebliğ evrakı üzerine; "mernis adresi olup Tebligat Kanunu 21.maddeye göre tebliğ yapılır" şerhi yazılmak suretiyle çıkarılan tebligatın usulüne uygun olduğu-
Borçlu vekili tarafından kıymet taktirine itiraza edildiği ve bu kararın icra takip dosyası içinde mevcut olduğu tespit edildiğinden borçlunun icra takip dosyasında vekil ile temsil edildiği anlaşılmış olmakla, satış ilanının da vekiline tebliğinin zorunlu olduğu-