Dava konusu temliklerin hileli olduğu, ancak son kayıt maliklerinin kötüniyetli olduklarının kanıtlanamadığı gözetilerek tapu iptali ve tescil isteğinin reddedilerek davalılar yönünden bedele hükmedilmesinin isabetli olduğu- Yargılama aşamasında taşınmazların keşfen belirlenen toplam değeri olan üzerinden tamamlama harcını yatıran davacının, ayrıca bir ıslah dilekçesi vermesine gerek bulunmadığı; harcı yatırılan dava değeri üzerinden bedele hükmedilmesi gerektiği-
Hile hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptalive tescil istemine ilişkin davada, taşınmazın, davalı şirkete, yedi gün sonra diğer davalıya, iki hafta sonra da diğer davalıya devredilmiş olduğu, yani, taşınmazın sık aralıklarla el değiştirdiği,  davacı tarafından davalılara ilişkin ceza dosyasının yargılamasının devam ettiği bildirilmiş olmasına rağmen, mahkemece davalıların yargılandığı ceza davası üzerinde gereken inceleme ve araştırma yapılmamış olduğu anlaşıldığından, davalıların ceza dosyasında mahkum olup olmadıklarının ve kararın davalılar yönünden kesinleşip kesinleşmediğinin tespit edilmesi, taşınmazın sık aralıklarla el değiştirdiği de göz önünde bulundurulmak suretiyle, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Dinlenen tanık beyanlarından "tarafların evlenme kararı aldıkları, hatta bir süre birlikte yaşadıkları, davacının maliki olduğu taşınmazı evleneceği inancı ile davalıya temlik ettiği, davalının ise, taşınmazı edindikten sonra davacıdan ayrıldığı ve evliliğin gerçekleşmediği, bu itibarla davacının 'hile'ye düşürüldüğü" anlaşıldığından, davacının tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği- Tapu iptali ve tescil talebi yanında manevi tazminat de talep edildiğinden, mahkemece bu istek yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği- Karşı davacının "iki yıl boyunca aynı ev içerisinde yaşadıklarını, bu süreçte davacının bakımını üstlendiği için çekişme konusu taşınmazın bağışlandığını, davacının haksız eylemleri nedeniyle evi terk etmek zorunda kaldığını ve süreçte manevi olarak zarara uğradığını" ileri sürek açtığı davada ise, "taraflar arasında nişanlılık ilişkisinin olmadığı ve davalı-karşı davacının zararını ispatlanamamış olduğu" gözetilmek suretiyle karşı davanın reddine karar verilesinin isabetli olduğu-
Çekişme konusu taşınmaz paydaşlarından adı geçenlerinin sağ olup olmadıklarının mirasçılarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, adı geçen kişilerin yaşıyor olması ya da kaçak veya yitik olmaması ve yine mirasçılarının bulunması halinde taşınmazın aslı vakıf olsa bile vakfına rücu etmesinin (dönmesi) mümkün olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği düşünülmeksizin yazılı olduğu üzere eksik inceleme ile karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Taşınmazın mülkiyeti cebri icra ile satılmakla, tapu kütüğüne tescil edilmemiş bile olsa mülkiyet ihalenin yapıldığı andan itibaren alıcıya geçmiş ve (TMK. md. 705/2) dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek, işlevini yerine getirmiş ve hukuken ortadan kalkmış olduğundan, mahkemenin, 'karar verilmesine yer olmadığı' şeklinde karar vermesi gerektiği-
Banka lehine ipotek kurulduğu tarihte çekişmeli taşınmaz üzerine davalıların borcu nedeniyle tesis edilen ipotek kayıtlarının ilgili bankadan celp edilmesi, söz konusu ipoteğin dava konu taşınmazın tamamının üzerine mi yoksa çekişme konusu ¾ payın üzerine mi konulduğunun ve kalan ¼ payın ( reddedilip, kesinleşen ) dava tarihindeki değerinin anılan ipotek bedelini karşılayıp karşılamadığının saptanması, karşılamıyor ise; ¾ payın dava tarihinde üzerinde çekişmeli ipotek yokmuş gibi rayiç değeri ve üzerindeki çekişmeli ipotekle birlikte rayiç değerinin keşfen ayrı ayrı saptanması, takyidatsız değerden takyidatlı değerin çıkarılması, ortaya çıkan farkın davacının zararı olduğunun tespiti, daha sonra inançlı işlem ve 6098 sayılı TBK’nun 97. maddesi uyarınca davacı tarafın yatırması gereken bedelden belirtildiği üzere tespit edilen farkın (davacının zararı) çıkarılması ile ortaya artı bir bedel ( pozitif ) çıkması halinde mahkemece bu bedelin mahkeme veznesine depo edilmesi için davacı tarafa usulüne uygun süre verilmesi (yatırmaması halinde hukuki sonuçları da hatırlatılmak suretiyle) ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Davacının HMK.'nun 327/1. maddesindeki düzenleme uyarınca gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebebiyet vermediği, o halde, HMK’nun 326/2. maddesi gözetilerek tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri yönünden bir karar verilmesi gerekeceği-
Hile ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat isteği-
Ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemi-
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile ileri sürdüğü yeni istekler ıslah kapsamında değerlendirilemeyeceği gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119 vd. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usuli şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak da kabul edilemeyeceğinden davacı tarafa menfi tespit davası açması için süre verilmesi ve bu davanın sonucuna göre tapu iptal ve tescil istekli eldeki davanın çözüme kavuşturulması gerekeceği-
İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteği-