Mahkemece, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahallinde fen bilirkişisi, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile yeniden keşif yapılması, taşınmazların fiilen hangi tarihten beri kim veya kimler tarafından hangi sebebe dayalı olarak kullanıldığının, kullanımın ne şekilde sürdürüldüğünün, çekişmeli taşınmazda tespit günü itibarı ile fiili kullanım bulunup bulunmadığının, var ise ne şekilde olduğunun, yerel bilirkişi ve tanıklardan etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan veren ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahallinde yapılan keşifte dava konusu taşınmazın tahsis tarihinden beri davacı tarafından kullanıldığı tespit edilmiş olup tahsis işleminin de geçerliliğini koruduğu anlaşılmakla davacıya tahsis edilen yer hakkında tescil hükmü kurulması gerekirken taşınmazın tamamının mülkiyetinin davacıya naklini sağlayacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, öncelikle 36 No'lu Toprak Komisyonu kararına dayalı olarak hazırlanan harita veya krokinin araştırılması, bu krokiye istinaden kura sonucu davacıya tahsis edilen yerin saptanması, bu yerin ana taşınmazdan ifrazının mümkün olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken talebi aşan bir şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
4721 sayılı TMK'nun 705. maddesi ve Hukuk Genel Kurulu'nun kararı gereğince haciz tarihinde takipte taraf olmayan 3. kişi adına kayıtlı olan taşınmazın, borçlunun borcu için haczi mümkün bulunmadığından, somut olayda; satışa esas alınan kıymet takdirine esas haczin tapu sicil müdürlüğünce kaldırılan hacze ilişkin olduğu ve son hacze ilişkin yeniden kıymet takdiri yapılmadığı anlaşılmakla kaldırılan hacze dayalı kıymet takdiri esas alınarak ihalenin yapılması usulsüz olduğu gibi, taşınmazın satışa esas son haciz tarihinde borçlu adına tapuda kayıtlı olmadığı, takibin ve kaldırılan diğer tüm hacizlerin tarihlerinin tapu iptal tescil kararının kesinleşme tarihinden sonra olduğu da görülmekle, taşınmaz şikayetçi 3. kişi adına tapuda kayıtlı iken konulan son haciz ile de ihalenin yapılmasının usulsüz olduğu,
Tapu kaydında anataşınmazın niteliğinin ve bağımsız bölümün cinsinin tashihi istemi-
Davacı tarafın dava dilekçesinde açıkça ağaçların bedeline ilişkin alacak talebini belirtmiş ve dava değeri olarak başlangıçta toplam 10.000 TL göstermiş olmasına göre, bu talebin belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunun kabulü gerekeceği, mahkemece, davacı tarafa imkan ve süre verilmek suretiyle, keşfen belirlenen toplam dava değeri üzerinden harç ikmali yaptırılarak yargılamaya devam edilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ağaçların bedeline ilişkin alacak talebi hakkında usulünce harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tasarrufun iptali davası sonucunda verilecek ilamın, alacaklıya alacağını tahsil olanağını veren ve nisbi nitelikte bir yetki sağlayan bir karar olup, taşınmazın aynına ilişkin bir karar olmadığı- Dava konusu taşınmazın 1/3 hissesinin tapuda maliki olan davacının taşınmazdaki mülkiyeti devam ettiğinden ecrimsile ilişkin açmakta hukuki yararının bulunduğu-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde düzenlendiği üzere, taşınmazın mülkiyetinin kazanılmasının tescille olacağı, mahkemece konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle, davacının taşınmazın mülkiyetini kazandığı tarihe kadar tahakkuk eden ecrimisil ve faiz tutarının tespiti, davacının yapmış olduğu toplu ödemelerin bu tutarı geçip geçmediği, fazladan ödeme varsa bu tutar üzerinden davacının borçlu olmadığının tespitine ve fazla ödemenin istirdatına karar vermek gereceği-
Tapulu taşınmazın satışına dair sözleşmenin resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersiz olduğu, resmi biçimde yapılmayan geçersiz sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil talep edilemeyeceğinden, davacının tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin kesinleşmesi üzerine tescili yaptırmak isteyen davacının "tescil" müracaatı, tapu müdürlüğünce "taşınmaz, bölünemez nitelikte tarım arazisi olduğundan" reddedilmiş olup ret kararının iptali ve taşınmazın tescili talebiyle açtığı davanın "idari yargıda" görülmesi gerektiği- İdare mahkemesinde açtığı iptal davası yargı yolu nedeniyle reddedilen davacı, adli yargı yerine gelerek bu davayı açmak zorunda kalmışsa da, ihalenin kesinleşmesi ile mülkiyet hakkını iktisap eden davacının tescil isteminin TMK’nın mülkiyet hükümlerine çözümlenmesi gereken bir ihtilaf içermediği- Davacının asıl amacının elindeki belgelerin tescil için yeterli olduğu kanaati ile idareye yaptığı müracaatın reddi nedeniyle bu olumsuz idari işlemin hukuka aykırı olduğu iddiası ile iptalini sağlamak olduğu- İdarenin kamu hizmetinin yürütümü sırasında tesis ettiği işlemin hukuka aykırılığı ileri sürüldüğünden, ilgili kararın yerindeliğinin İYUK. mad. 2/1-a kapsamında değerlendirilmesi gerektiği- "Cebri icra ihalesi ile mülkiyet kazanıldığı hâlde, buna uygun tescil işlemi yapılmadığı için tapu sicilinin doğruyu yansıtmadığı iddiası ile sicildeki mülkiyetin düzeltilmesi için açılan davada, taşınmazın davacı adına tescil edilip edilemeyeceğini inceleme görevinin TMK hükümlerine göre adli yargının görevinde olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-