Korkutma iddiası her türlü delille ispat edilebileceği gibi, iptal hakkının kullanılmasının da hiçbir şekle bağlı olmayıp korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih veya zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabileceği-
Mahkemece, HMK'nin 184. maddesi hükmü gereğince, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için taraflara söz verilip tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bırakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacıların mirasbırakanı adına tescile ilişkin ilam ile taşınmaz hükmen mirasbırakanın mülkiyetine geçtiğinden, bahsi geçen kararın kesin hüküm niteliğinde olduğu-
Muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmayacağı-
Dahili dava suretiyle bir kişiye taraf sıfatı verilmesi mümkün olmadığı gibi davada 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesinin de uygulama imkanı bulunmadığından, kayıt malikinin mirasçıları açısından davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu usûl kuralına riayet edilmeden yargılama sürdürülerek sonuca gidilmesi isabetli olmadığı gibi davacıya ait parselin iptali yönünde istek olmamasına rağmen söz konusu parselin tapusunun kısmen iptal edilmesinin de doğru olmadığı-
Mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve davaya katılmayan mirasçılarının bulunduğu gözetilerek, davaya katılmayan mirasçılarının olurlarının alınması y ada miras şirketine TMK'nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekeceği- 4721 sayılı TMK’nun 28/1. maddesinde; ‘’ Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. ‘’ düzenlemesi karşısında miras bırakanın ölümü ile kişiliğinin son bulduğu gözetilmeksizin ölü kişi adına tescile karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Hem intikale esas alınan veraset ilamı hem de davacıların mirasçılığını gösteren ve karara dayanak alınan yerel mahkemenin veraset ilamı hasımsız alınmış olup, mirasçılık belgelerinin aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu gözetilerek bu konudaki uyuşmazlığın hasımlı veraset ilamı alınarak açıklığa kavuşturulmasının zorunlu olduğu, ne var ki, davacılar tarafından dosyaya hasımlı veraset ilamı sunulmadığı gibi kendilerine hasımlı veraset ilamı almaları için olanak da tanınmadığı, hâl böyle olunca; davacılara hasımlı veraset ilamı almaları için olanak tanınması, alınacak hasımlı mirasçılık belgesinde davacıların mirasçı oldukları ve taraf ehliyetlerinin bulunduğu belirlendiği takdirde işin esasının incelenmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup davacı, davalıların; ortak mirasbırakanlarından intikal eden dava dışı taşınmazda kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşa edilen binada tüm mirasçılara isabet eden bağımsız bölümlerdeki miras paylarından dava konusu taşınmazdaki bağımsız bölümlerin adlarına tescil edilmesi karşılığında feragat edecekleri yönünde anlaştıklarını ancak çekişmeli bağımsız bölümler davalılar adına tescil edilmesine rağmen davalıların dava dışı parseldeki paylarını aralarındaki anlaşmaya uygun olarak devretmediklerini ileri sürerek eldeki davayı açtığı ve dinlenen tanıkların da davacının bu iddiasını doğruladıkları, hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Hile iddiasının tanık dahil her türlü delille ispat edilmesinin mümkün olduğu-