Fesih bildiriminin yazılı yapılması ve toplu çıkarımlarda dahi kişiye özgü ve yazılı olmasının zorunlu olduğu ve haklı fesih halleri hariç fesih bildiriminin yazılı yapılmaması feshi başlı başına geçersiz kılacağı- Somut uyuşmazlıkta, işveren tarafından işçiye doğrudan bir fesih bildirimi yapılmamış, toplu işçi çıkarılacağı ilanen belirtildiğinden fesih bildiriminin yasal ve usule uygun olmadığı-
YİBK'nun 08.03.2019 T.10/1 sayılı içtihadı birleştirme kararından sonra, belirsiz süreli iş sözleşmesinde bakiye süre ücretine ilişkin Yargıtay 9. HD.nin de görüş değişikline gittiği- İş Kanununun 11. maddesinde öngörülen hükmün işçiyi koruma amacıyla düzenlendiği dikkate alınarak, objektif şartlar bulunmadığı halde belirli süreli olarak yapılmış olan iş sözleşmesinin, belirsiz süreli olduğunun işveren tarafından ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanımını olacağı- İş Kanunu'nun 11. maddesine dayanarak sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu ileri sürme hakkının sadece işçiye ait olması gerektiği- Mahkemece, taraflar arasındaki belirli süreli iş sözleşmesinin işverence feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığının tespit edilmesi, iş sözleşmesinin haklı bir neden bulunmaksızın işverence feshedildiğinin tespiti halinde ise, TBK. mad. 438/2 uyarınca, işçinin, sözleşmenin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir araştırılmak suretiyle işçinin sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde başka bir işten gelir elde edip etmediği ya da iş arayıp aramadığı araştırılarak indirim yapılarak bakiye süre ücreti yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği-
7,5 saat ile 11 saat arasındaki çalışma için ara dinlenme süresinin aksi ispat edilmediği sürece 1 saat olduğu- Davalı işverenin; 1,5 saatlik ara dinlenme savunması usulünce ispatlanamıyorsa bilirkişi ve mahkemenin davalı işyerindeki ara dinlenme süresini 1,5 saat kabul etmesi ve buna bağlı olarak da davacının fazla mesaisinin bulunmadığını kabul etmesinin yersiz olduğu- Mahkemenin, puantaj kayıtlarına göre günlük çalışma süresini tam olarak belirleyip 1 saatlik ara dinlenme süresini düştükten sonra, haftalık 45 saati aşan çalışma için, fazla mesai değerlendirmesi kayıtlara dayalı olduğundan takdiri indirim de yapılmadan fazla mesai ücretini kabul etmesi, fazla mesai ücretini ve davacının iş akdini feshi haklı kabul edilerek kıdem tazminatını da hüküm altına alması gerektiği-
Hafta içi mesaiye kaldığı kabul edilenin 3 gün içinde günlük 2 saat değil, 3 saat fazla mesai yaptığının (haftada 8 saat değil, haftada 11 saat fazla mesai yaptığının) kabulü gerektiği- Davacının haftalık fazla mesai süresinin 11 saat kabul edilerek hesaplanması ve hükmüne dayanak olan bilirkişi raporundaki hesaplamaya esas diğer unsurlar aynen kabul edilerek uygulanmış bulunan %30 oranındaki takdiri indirimin de aynen uygulanması gerektiği-
İşçinin, diğer bir çalışanına sataşması, işveren açısından haklı fesih sebebi olduğundan, kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi gerektiği- Kısmi eda külli tespit istemli belirsiz alacak davasında, kısmi davada olduğu gibi, dava dilekçesi ile istenen miktar için dava; ıslah/talep artırımı dilekçesiyle artırılan miktar için ise, ıslah/talep artırım tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde haksız suçlama üzerine davacının işverenin isteğiyle işyerinden ayrıldığı belirtilmişse ve mahkeme kararının gerekçesinde de davacı işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği açıklanmışsa davacı lehine ihbar tazminatı talebinin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu- İşçiye banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtlarının da ödemeyi gösteren belge niteliğinde olduğu- Ücretin ödendiğinin ispatının işverene ait olduğu ve bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatının mümkün olmadığı- Bordrolardaki ödemeler, banka kayıtları dosyaya sunulmamış ve mahkemece de istenmemiş, davacı işçiye de sorulmamışsa mahkemenin asgari geçim indirimi alacağının ödenmediği yönündeki kabulünün tamamen varsayıma dayalı olduğu- Mahkemece öncelikle ödemeler davacıya sorularak, inkar halinde davacının tüm çalışma dönemine ilişkin banka kayıtları getirtilerek asgari geçim indirimi ödemelerinin yapılıp yapılmadığı kontrol edildikten sonra talebin değerlendirilmesi gerektiği-
İşverenin, işçinin iş akdini feshetmesinden sonra işçinin de kendisinin haklı olduğunu söyleyerek kendisinin asıl fesheden olduğunu iddia etmesinin, halihazırda işveren feshinin tüm sonuçlarını doğurduğundan ve feshedilen iş akdinin yeniden feshi mümkün olmadığından hukuki değerinin olmadığı- Davalı işverenin karşılıklı kavga eden işçilerinin ikisini birlikte işten çıkarmasının eşit davranma yükümlülüğünü yerine getirmek olduğu- Davalı işverenin feshinden sonra gerçekleşmesi sebebiyle geçerli olmayan davacı işçi feshine üstünlük tanınmasının hatalı olduğu-
İşverenin, işçinin çalışma arkadaşına "hayvan" diye bağırması üzerine ve bu ifade şekli sataşma niteliğinde olduğundan onu işten çıkarttığı, sataşmanın unsurları bulunduğundan işverenin fesihte haklı olduğu- İşverenin haklı feshinden dolayı ihbar tazminatı; işçinin işyerinde çalışma süresi 1 yılın altında olduğundan da kıdem tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalının, bir şirketin işçisi olarak çalıştığı sabit olmakla birlikte; davalının asıl işvereni, güvenlik görevlisi olarak çalıştığı şirketin olduğu anlaşıldığından, asıl işverenin işçilik alacaklarından sorumluluğu, kendi emrinde çalışılan süre ile sınırlı tutulmasının gerektiği- Güvenlik görevlisinin nöbeti sırasında uyuma eylemi, iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğünden haklı fesih sebebi olup; işverenin süresinde yaptığı fesih haklı nedene dayandığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin yersiz olduğu-
Davacı işçi, iş sözleşmesinin işveren tarafından işyerinde kullandığı bilgisayarından facebook hesabına girilmek suretiyle sosyal medyada geçen yazışmaların hukuka aykırı şekilde elde edilmesine müteakip haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinde bulunduğu, sosyal medya hesabı ile ilgili yazışma içeriklerinin HMK'nun 189. maddesine göre hukuka aykırı olarak elde edildiği gerekçesiyle hukuka aykırı delil kullanılarak yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı kabul edilerek ihbar ve kıdem tazminatı hüküm altına alınmış olsada; davacı işçinin şirket yöneticisi hakkında yaptığı şikayet üzerine özel hayatın gizliliğini ihlal etmek suçundan kamu davası açıldığı ve beraatine karar verildiği, sözü edilen bu ceza dosyasının getirtilmesi, aynı zamanda dosya kapsamında tarafların dayandıkları deliller toplanmak suretiyle feshe konu sosyal medya yazışmalarının davalı işveren tarafından hukuka aykırı şekilde elde edilip edilmediği tespit olunmak suretiyle davaya konu ihbar ve kıdem tazminatı yönünden bir karar verilmesi gerektiği-