Davalı borçlunun ticari defterlerinin, kapanış tasdiki olmaması nedeniyle lehe delil olamazsa da, kendi defterinde kayıtlı borç bakımından aleyhine delil olacağı- 6762 s. TTK. mad. 84 uyarınca hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden, faturaların davalı defterinde kayıtlı olmasının faturalar içeriğindeki malın davalıya teslim edildiğine karine oluşturacağı- Faturalar içeriği emtianın teslim edilmediğini, faturaların usulsüz olduğunu davalı ispatlaması gerektiği- Dava konusu olmayan faturalara dayalı olarak tek taraflı alınmış tespit raporlarına, yine tarafları ve dava konusu farklı olan, yargılama aşamasında da bu yön gözetilerek bekletici mesele yapılmasından vazgeçilen dava dosyasındaki raporlara dayanılarak eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile hüküm kurulamayacağı- Mahkemece öncelikle fatura içeriğindeki emtiaların teslim edilmediği ve faturaların usulsüz olduğu yönündeki iddiaya konu savunmanın davalı tarafça ispatlanması gerektiği gözetilip karar verilmesi gerektiği-
Davacı banka ile dava dışı şirket arasında akdedilen ve davalının müteselsil kefil olduğu genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemi-
Mahkemece hüküm altına alınan asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken faizi de kapsayacak şekilde tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı, ayrıca yargılama sırasında yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce mahsubuna ilişkin karar verilmemesinin de doğru olmadığı-
Yetkili icra dairesinde takip yapılmasının, itirazın iptali davasında dava şartı olduğu- Hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edildiği durumlarda mahkemece İİK. mad. 50 gözetilerek, öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemenin davalı kefil E. H.’in 03/11/2011 tarihli 25.000,00 TL limitli kredi sözleşmesinin kredi limitinin bulunduğu ilk ve son sayfasında imzası bulunduğu için 25.000,00 TL’lik kefalet limiti ile sorumlu olduğunu belirtip, 18/11/2011 tarihli 400.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinde ise kredi limitinin yazılı olduğu birinci sayfada imzasının bulunmadığını, sadece son sayfada imzasının bulunduğunu belirterek bu genel kredi sözleşmesindeki kefaletin geçerli olmadığı sonucuna varıp, 18/11/2011 tarihli genel kredi sözleşmesi banka tarafından özel olarak bastırılmış fasikül şeklinde ciltlenmiş 1-37 şeklinde sayfa sırası olan bir sözleşme olup bu sözleşmenin 30. sayfasındaki davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı adı altında attığı imzanın sözleşmenin birinci sayfasındaki kredi limitini de kapsadığının kabulü gerekirken, mahkemece davalının 18/11/2011 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefaletinden sorumlu olmadığının kabul edilmesinin doğru olmadığı-