Konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi- Kat mülkiyeti kurulmuş olan ana taşınmazdaki davalıya ait bağımsız bölümden kaynaklandığı ileri sürülen zararın rücuen tahsiline ilişkin davada Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu-
İlk hüküm davalılar tarafından temyiz edilmediğinden dolayı 'davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan' ilk hükümden daha azına hükmedilemeyeceği-
Davacının, meydana gelen riziko sebebi ile ödenen tazminatı zarar sorumlusundan rücuan talep edilebileceği- Sigorta şirketinin rücu edebileceği tazminat tutarının, zarar görenlerin gerçek zararına göre belirleneceği- Somut olayda, mahkemece sigortalının gerçek zararı hususunda bilirkişi raporu alınmadan, davacı sigorta şirketi tarafından ödenen bedelin davalıdan tahsiline yönelik 'icra takibine itirazın iptaline' karar verilmiş olduğu- Bu durumda mahkemece, rücuan talep edilecek gerçek hasar bedeli hususunda, davalının savunmalarını da karşılar şekilde konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği- Davalının sorumlu tutulacağı alacak miktarı likit (belirli, muaccel) olmayıp, alacak miktarının tespiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin de doğru görülmediği-
Aynı alacakla ilgili takip yapıldığı takdirde bu takip itiraza uğramış ve itirazın kaldırılması veya iptaline ilişkin bir talepte bulunulmamış ise İİK'nun 67. maddesi hükmüne istinaden yeni bir takip yapılamayacağı- Mahkemece, birikmiş faiz miktarının TBK'nın 120. maddesindeki yasal sınır da dikkate alınmak suretiyle, bilirkişi marifetiyle tespit ettirilmesi icra takibi sonrasında da TBK'nın 88 ve 120. maddelerde yazılı yasal sınır nazara alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Bozma ilamına uyulduktan sonra, adı geçen davalı yönünden davacı aleyhine olacak şekilde 'davanın reddine' hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediği-
Mahkemenin, davalıya kredi kullandırıldığı tarihte kısıtlı olduğuna ilişkin yazının bankaya tebliğ edilmesi nedeniyle temyiz kudretine haiz olmayan kısıtlıya kredi kullandırılmasında bankanın ağır kusurlu olduğu ve kredi sözleşmelerinin geçersiz olduğu yönündeki belirlemesi doğru ise de, davaya konu genel kredi sözleşmeleri uyarınca bankaca yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümleri muvacehesinde kısıtlıdan -TBK. m. 77 uyarınca- talep edilebileceği-
İcra takibine yapılan itirazın iptali istemi-
HMK'nın 297.maddesinde hükmün kapsamı açıkça yazılmış olup, mahkemece gerekçeli kararda söz konusu madde hükmünde belirtilen hususların hiçbirine riayet edilmeksizin gerekçesiz şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiş olduğu-
Davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ancak davalı tarafından davacı yana kesilen faturalardaki katılım bedeli, hizmet bedeline ilişkin edimlerin yerine getirildiğinin davalı tarafından dayanak belgelerle ispatı gerekmekte olup, bilirkişinin salt davalının ticari defter ve kayıtlarını esas alarak 'davalı tarafından davacıdan hizmet bedeli, katılım bedelinin talep edilebileceği' yönündeki görüşünün doğru olmadığı- Mahkemece tüm bu hususlar değerlendirilerek yeni bir bilirkişiden rapor alınması gerekmekte olup, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği-