Takip dayanağı bonoda 6102 Sayılı Kanunun 778(1) maddesi  göndermesi ile aynı  Kanunun 750. maddesinde zaman aşımını kesen sebepler sayılmış, dava açılmasının zaman aşımını keseceği, 6102 Sayılı Kanunun 778(1) maddesi göndermesi ile aynı kanunun 751. maddesine göre müruru zamanı kesen muamele her kim hakkında vaki olmuşsa ancak ona karşı hüküm ifade edeceği, o halde, borçlu lehdar-ciranta E.N.Y. hakkında 17.7.2007 tarihinde yapılan  işlemden sonra 27.09.2010 tarihine kadar hiçbir işlem yapılmadığından, 6102 Sayılı Kanunun 749(2) maddesi 1 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, mahkemece İİK'nun 170/b maddesi yollaması ile uygulanması gereken aynı kanunun 71/2 ve 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği -
Takip konusu senet üzerinde tahrifat yapıldığının anlaşılması halinde iptal edilmiş olan senet miktarıyla sınırlı olarak alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Dava konusu senet dış görünüş itibariyle lehtardan hamile geçmiş olup kambiyo senetlerinde keşideci ciro imzasının sahte olduğuna dayanarak sorumluluktan kurtulamaz ise de lehtardan sonra başka bir ciro bulunmadığından ve lehtardan ciro yolu ile senedi temlik alan hamilin senedi kendisine devreden kişinin senedin lehtarı olup olmadığını araştırmakla yükümlü olduğu gözetilerek imza incelemesi yaptırılarak hamilin yetkili hamil olup olmadığının tespiti ve gerektiğinde ceza dosyasında verilen kararın kesinleşmesi beklenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Ciranta konumunda olan takip alacaklısının kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilmediği gibi, senet metninde de sözleşme nedeniyle verildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığından takip alacaklısına karşı senedin teminat senedi olduğu ileri sürülemeyeceğinden, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo takibine konu edilen bonoda, keşidecinin şirket olduğu, senet üzerindeki iki imzanın da açığa atıldığının görüldüğü, bu durumda, her ne kadar imza, şirket temsilcisine ait çıkmadığı için şirket sorumlu olmasa da açığa atılan imzadan, imzanın kendisine ait olduğu tespit edilen ve şirket yetkilisi olmayan kişinin şahsen sorumlu olduğu-
Mahkemece, HMK'nun 266.maddesi gereğince dayanak senetteki rakamla gösterilen kısmı ile bedel yazan kısmında tahrifat yapılıp yapılmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İmzaların istiklali ilkesi gereği aval verenin kendi imzası nedeni ile sorumlu olduğu, takip dayanağı bonolar üzerinde şeklen lehtarın cirosunun bulunduğu görülmekte olup, senedi lehtarın cirosu ile elinde bulunduran alacaklı yetkili hamil olduğundan, mahkemece, muteriz avalist borçlunun itirazının reddi gerekeceği-
İmzanın, borç altına girenin el yazısıyla atılması zorunlu olduğundan, borçlunun, ad ve soyadını yazarken imza atmayı amaç edinmesi suretiyle, ad ve soyadını bizzat el yazısı ile yazarak da imza atabileceği-Mahkemece, takibe dayanak bononun arka yüzünde ve ilk sırada yazılı olan ibarenin adı geçene ait bir imza olup olmadığı hususunun yöntemince araştırılarak karar verileceği-
İcra takibinin dayanağı olan bononun bedel bölümünün tahrifatla dönüştürüldüğü Adli Tıp Kurumu'ndan alınan raporla tespit edildiğinden, alacaklının, tahrifat öncesine ait senet bedeli üzerinden takibe devam hakkı bulunduğundan, mahkemece, borca kısmi itirazın kabulü ile tahrifat yapılmasından önceki borçlunun da dilekçesinde kabul ettiği miktar üzerindeki kısım yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin HMK 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı-