Alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiğini veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK. 257/II hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorunda olduğu- İhtiyati haciz koşulları düzenlenirken, “alacaklıya neden normal takip yoluna başvurmayıp, ihtiyati haciz istediğini açıklamak ya da ispatlamak” yükümlülüğünün yüklenmediği- İhtiyati haczin “takip yolu” olmayıp, bir çeşit geçici hukuki koruma olduğu- Kesin yetkinin olmadığı hallerde yetki itirazının ileri sürülmesi gerekli olup, bu hususun hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınamayacağı- Anayasa, kanun hükümleri ve hukukun genel ilkeleri bir yana bırakılarak hâkimin kendine göre bir anlayış ve uygulama oluşturup, kararlarını buna göre vermesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, senette tahrifat yapılmadan önceki tanzim tarihi esas alındığında vade tarihinden önce olması sebebiyle senedin kambiyo vasfının etkilenmediği gözetilerek istemin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Takibe konu bono şeklen geçerli olup, keşidecinin tüzel kişiliğinin bulunmaması halinin aval vereni sorumluluktan kurtarmayacağı, avalistin kambiyo senedinde şekle dair bir eksiklik olması halinde sorumluluğunun ortadan kalkacağı-
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.'nın 778/2-c maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken 676/1 maddesi uyarınca poliçe bedeli hem yazı hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa, yazı ile gösterilen bedel üstün tutulması gerekeceği-
İmzaların istiklali ilkesi gereği aval verenin, imzası nedeni ile sorumlu olduğu, avalistin sorumluluğunun ancak kambiyo senedinde şekle dair bir eksiklik olması halinde ortadan kalkacağı, takibe konu bono şeklen geçerli olduğundan, imzanın keşideciye ait olmaması ya da tespit edilememesi halinde de aval verenin sorumluluğunun devam edeceği-
Borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda TTK.nun 599.maddesinde belirtildiği gibi alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini iddia ve ispat edemediği gibi muvazaa iddiasının da dar yetkili İcra Mahkemesi'nce dinlenemeyeceği ancak genel mahkemede yapılarak bir yargılamada her türlü delille ileri sürülebileceği-
Çift vade içeren senedin bono vasfını taşımayacağı- Kambiyo senedi niteliği bulunmayan bono ile başlatılıp kesinleşen takipte, takibin kesinleşmeden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresinin TTK hükümlerine göre değil, eBK. mad. 125 uyarınca "10 yıl" olarak hesaplanması gerektiği-
Bono bedeli hem yazı ve hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazı ile belirlenen bedele itibar olunacağı kuralının ancak rakam ile değer bildiren bölümde tahrifat yapılmamış olması halinde uygulanacağı- Tahrifatın bilirkişi raporuyla saptandığı durumda tahrifattan önceki miktara itibar edileceği ve sadece bu miktar üzerindeki kısım yönünden takibin iptaline karar verileceği-
Takip dayanağı bonoda tanzim tarihi olarak belirtilen 21.06.2007 tarihinin aynı zamanda bononun 'tediye tarihi' bölümünde de aynen belirtilmiş olması ve ayrıca senet metni içinde 'vade tarihi ' olarak 21.06.2010 tarihinin yazılı olması halinde bu senedin 'çift vadeli senet(bono)' olarak kabul edilemeyeceği böyle bir kabulün aşırı şekilcilik sayılıp hak kaybına neden olacağı-
Bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imzanın aval olarak değerlendirileceği- Takip dayanağı bonolarda dört adet imzadan aynı olan ikisinin kaşe üzerinde, diğer farklı olan imzanın ise şirket kaşesi dışında açığa atıldığı görüldüğünden, açığa atılmış olan imza sahibinin şahsen sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği-