“İmzaların istiklali (bağımsızlığı)” ilkesine göre, senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, poliçeye imza koyan kişi, diğer imzaların geçersiz veya sahte ya da mevhum kişilere ait olmasının riskini de taşıyacağı, buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlayacağı, poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunmasının yeterli olacağı, kanun yapıcının, TTK.nun 589. maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul ettiği, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemenin yeterli olacağı, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olmasının ciro zincirini etkilemeyeceği, mahkemece, belirtilen bu yönler gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmeyeceği-
İcra takibine konu bononun rakamla yazılan bedel kısmında 17.500,00- Euro yazmasına rağmen, yazıyla yazılan bedel kısmında 17.500,00 TL ibaresinin yer aldığı, bu durumda bedeller arasında fark bulunduğu görülmüş olup, tahrifat iddiası da ileri sürülmediğine göre, borçlunun da kabulünde olan yazıyla gösterilen bedele itibar olunması gerekeceği-
"Senet bedelinin yazı ve rakam hanesinde farklılık ve tahrifat bulunduğu iddiası"nın bilirkişi incelemesi yapılarak incelenmesi gerekeceği-
"İmzaların istiklâli" prensibi uyarınca, keşidecinin yetkili hâmile karşı, senet bedelinden dolayı sorumlu olacağı-
Şirket yetkilisi tarafından da olsa senede atılan ikinci imza, şirket kaşesi olmadan atılmış ise, burada keşideci sıfatı söz konusu olmayacağından, bu imza aval olarak kabul edilip, bu imza sahibinin borçtan şahsen sorumlu olacağı- Senette atılan her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık aval olgusundan söz edilemeyeceği-
Keşidecinin protesto edilmemesi durumunda, hamilin, cirantalara karşı takip hakkını kaybedeceği, bu protestonun ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde çekilmesi şart olup, bu hususun süresinde yapılan itirazlarda (şikayetlerde) re’sen gözetilmesi gerekeceği-
Tahrifli olduğu öne sürülen takip konusu senede dayanılarak yapılan takipte, tahrifin sabit olması halinde, takibin tümden iptal edilmeyip, takibin kısmen iptali ile iptal edilen kısım üzerinden borçlu lehine inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Alacaklı hamil keşideciye protesto çekmeksizin cirantalara başvuramayacağından, bu tür müracaatlarda takip dosyasına protesto evrakının mutlaka konması gerekeceği,aksi halde ciranta yönünden takibin iptali gerekeceği-
“İmzaların istiklali” prensibi dikkate alındığında, kendi imzasını inkar etmeyen keşideci ve lehtar borçluların, senetteki imzalarından dolayı borçtan sorumlu olacakları-
İcra mahkemesince, İİK. mad. l70/a uyarınca; keşide yeri olarak bonoda gösterilmiş olan yerin “idari birim” niteliğinde olup olmadığının doğrudan doğruya araştırılması gerekeceği; ”idari birim”den maksadın 'il','ilçe','bucak' ve ‘köy’ tüzel kişileri olduğu-