Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin yirmi yıl olduğu; fon alacakları için geçerli olan zamanaşımı süresinin, fon alacağını temlik almış olan Varlık Yönetim Şirketleri için de geçerli olacağı-
Cirantaların takip edilebilmesi için, keşidecinin süresinde protesto edilmiş olması gerekeceği, aksi taktirde hamilin, lehtara ve cirantalara karşı müracaat hakkının düşeceği-
Bir kambiyo senedi üzerinde sahte imzaların, sahibini ilzam etmeyen imzaların bulunmasının, diğer (gerçek) imzaların sıhhatine etkili olmayacağı (imzaların istiklali prensibi)-
Bonoda keşidecinin protesto edilmemiş olması halinde, hamilin keşideci dışında cirantalara karşı takipte bulunamayacağı - Senette birden fazla borçlu bulunması halinde, bunlardan birinin ikametgahının bulunduğu yerde icra takibinde bulunulabileceği, bu durumda diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacakları ancak bu sonucun doğabilmesi için, borçlulardan biri hakkında onun için genel yetkili yer olan ikametgahında icra takibinde bulunulmuş olması gerektiği-
Yabancı para üzerinden düzenlenmiş bir bononun takip konusu yapılırken, Türk parasına çevrilmişse, alacaklının bu takipte “vade tarihinden takip tarihine kadar, yabancı para alacağı için devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıllık vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faizi“ ve takip tarihinden sonra ise, tahsil tarihine kadar “ticari işlerde uygulanan avans faizi üzerinden” faiz isteyebileceği-
Bononun vade tarihinden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonraki bir yıl içinde açılan bu davada davacı, senedi keşideci olarak imzalamış olan davalılara karşı TTK.’ nun 644. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre başvuru hakkına sahip olup, davalı keşidecilerin genel hükümler çerçevesinde sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlü olduğu-
Takip dayanağı bononun 3 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra alacaklı tarafından genel haciz yoluyla takibe konulmuş olması ve borçlu tarafından yasal süresi içinde icra dairesine zamanaşımı itirazında bulunulması üzerine, icra mahkemesince "alacaklının itirazın kesin olarak kaldırılması isteminin reddine” (İİK. m. 68) karar verilmesi gerekeceği-