Satış ilanının haciz alacaklısına tebliğ edilmesinin gerekli olduğu düşünülse bile, bu hususun ancak kendisine satış ilanı tebliğ edilmeyen kişi yönünden ihalenin feshi nedeni olacağı- Hiç kimsenin kendi fesadına dayalı olarak hak elde edemeyeceği-
Borçlu vekilinin adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan çalışana yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Taşınmaz mal ihalesinde, ilgililere satış ilanının tebliğinin zorunlu olduğunu- Borçlu vekilinin satış ilanından daha önce haberdar olduğu yazılı bir belge ile kanıtlanamadığına göre ihale sırasında hazır bulunmasının sadece ihaleyi o tarihte öğrendiği anlamına geleceği ve ihaleyi geçerli hale getirmeyeceği, satış ilanının borçluya, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce tebliğ edilmesi gerektiği-
İİK. mad.127’de -6352 s. Yasa'nın 30. maddesi ile- yapılan değişiklik gereğince; tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerin tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ yapılacağı, adresin tapuda kayıtlı bulunmaması halinde, varsa adres kayıt sistemindeki adreslerinin tebligat adresleri olarak kabul edileceği, bunların dışında adres araştırması yapılamayacağı, gazetede yapılan satış ilanının tebligat yerine geçeceğinin belirtildiği, bu hükmüm 05.01.2013 tarihinde yürürlüğe gireceği (6352 s. K. mad. 106-a), 6352 s. K. mad. 38. ile eklenen İİK. mad. Geçici gereğince de, 6352 sayılı Yasa'nın ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edileceği düzenlendiğinden, ihalenin feshi talebine konu takip işlemlerine ilgili hükmünün yürürlüğünden önce başlanması karşısında değişiklikten önceki İİK'nun 127. maddesinin uygulama alanı bulacağı ve satış ilanının gayrimenkulün tapu siciline kayıtlı bulunan alakadarların tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ edilmesi gerekeceği, adresin tapuda kayıtlı olmaması halinde ise ayrıca adres tahkiki yapılmayacağı, gazetedeki satış ilanı tebligat yerine geçeceği-
Taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabul edildiği, birden fazla taşınmazın aynı ilanla satışa çıkarılması halinde, toplam paraya çevirme giderinden satışı yapılan her taşınmaza isabet eden miktar oranlama suretiyle tespit edilerek, ayrıca müstakil harcamalar var ise bedele eklenerek oluşacak sonuca göre İİK.nun 129. maddesindeki koşullara uygun şekilde satışın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi gerektiği- Ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle borçlunun ikamet adresi olan adrese bilinen son adres olarak tebligat çıkarılmasında isabetli ise de tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan Tebligat Kanununun -6099 sayılı kanun ile değişik- 35/2. maddesine göre, icra müdürlüğünce denetime elverişli şekilde borçlunun adres kayıt sisteminde adresinin bulunup bulunmadığı tespit edilmeden aynı madde gereğince kıymet takdiri raporu ve satış ilanının tebliği yasaya aykırı olduğu-
İpotek resmi senedinde geçen adres yetersiz yazılarak çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde ilanen tebligata esas alınamayacağı- Adresin meçhul olması halinde keyfiyetin, tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edileceği, tebliğ çıkaran mercii, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine soracağı ve zabıta vasıtası ile tahkik ve tespit ettireceği- İlanen tebligatın başvurulacak son yol olduğu, adres araştırmasının geniş bir çerçeve içerisinde ele alınıp soruşturmanın çok yönlü yapılması (resmi ve hususi müessese ve dairelerden örneğin seçim kurullarından, vergi dairesinden araştırma yapılarak) ve bundan sonuç alınmaması halinde ilanen tebliğe gidilmesi gerektiği- Yalnızca Tapu Sicil Müdürlüğünden adres sorulmakla yetinildiğinden, borçlunun adresi zabıta marifetiyle tespit ettirilmeden ilanen tebligat yapılmasının isabetsiz olduğu- İİK. mad. 127 gereğince taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Borçlu şirketin tasfiye halinde olmasına karşın satış ilanının -tasfiye memuru yerine- doğrudan borçlu şirkete yapılmasının usulsüz olacağı, bu durumda borçluya satış ilanı usulsüz tebliğ edilmiş olacağından ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya ödeme emrinin, kıymet takdiri raporunun ve satış ilanının 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun Yabancı Ülkedeki Türk Vatandaşlarına Tebligat Usulünü düzenleyen 25/a ve devamı maddeleri gereğince tebliğ edilmesi yerine yurt içi adresine tebligat yapılmasının usulsüz olduğu- Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasının veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- HMK'nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılmasının doğru olmadığı-
Şikayetçi taşınmazın hissedarı olup, takip dosyasında, şikayetçiye satış ilanının tebliğine ilişkin tebliğ evrakının bulunmadığı, ihale tarihinden yaklaşık altı ay öncesinde sunulan bir dilekçe ile şikayetçinin ihaleden haberdar olduğunun kabulünün mümkün olmadığı ve satış ilanının tebliğ edilmemesinin ihalenin feshi nedeni olduğu-
Mahkemece, öncelikle şikayetçi muhdesat sahibinin tapu sicilinde kayıtlı adresi olup olmadığı araştırılarak, eğer kayıtlı adresi var ise, satış ilanı ilgiliye tebliğ edilmediğinden ihalenin feshine, yoksa istemin reddine karar verilmesinin gerekeceği-