Tefhim edilen, kısa kararda birleşen dava ile ilgili hüküm kurulmamasına rağmen, gerekçeli karar ile birleşen dava ile ilgili hüküm fıkrasının eklenmiş olduğundan, karar ile gerekçeli karar arasındaki bu çelişkinin bozma nedeni olduğu-
Mahkemece kısa kararda “Davanın tahliye talebi yönünden kabulü ile ..., davalı borçlunun tahliyesine” sair hususların gerekçeli kararda değerlendirilmesine şeklinde karar verildiği, gerekçeli kararda 2 numaralı hüküm fıkrası ile “Borçlu ....... yönünden Mayıs ve Haziran ayları kira alacağı ve fer'ilerine ilişkin itirazın kaldırmasına” şeklinde karar verildiği, bu durumda kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğu-
Borçlu itiraz etmekle takip durmuş olacağından kesinleşmiş bir takipten söz edilemeyeceği, bu durumda itirazın kaldırılmasına karar verilmeden, kiralananın tahliyesine karar verilemeyeceği, mahkemece bu yön gözetilmeksizin doğrudan kiralananın tahliyesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı kurum çalışanlarının ihmali davranışı sonucu oluştuğu ileri sürülen zarar nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, kısa kararda; ‘’ davanın yargı yolu nedeni ile reddine,’’ karar verilmişken, gerekçeli karar ve hüküm fıkrasında; ‘’İş Mahkemeleri’nin görevli olduğundan bahisle görev görevsizlik nedeniyle davanın reddine’’ karar verilmiş olması nedeniyle hükmün usulden bozulması gerektiği-
Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olmasının, yargılamanın aleniyeti ve kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin buyurucu nitelikteki hükümlere aykırı bir durum yaratacağı-
Gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı-
Menfi tespit davasında kabul edilen anaparaya, işlemiş faiz de kabul edilecekse, bunun tespiti yapılmadan ve hükme dercedilmeden infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı, dava dilekçesinde açıkça akdi vekalet ücreti nedeniyle 10.000,00 TL'nin tahsili talebinde bulunduğu halde, mahkemece emredici nitelikteki anılan yasa maddesi hükmüne aykırı olarak, akdi vekalet ücreti yönünden 16.758,25 TL'ye hükmedildiği, oysa ki, 6100 sayılı HMK.’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesinin mümkün bulunmadığı- Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olmasının yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratacağı, ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesinin yasa ile hakime yükletilmiş bir görev olduğu-