Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi bulunmayan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun sürekli iş göremezlik ve tedavi gideri talebi- Tahkime başvurulmadan önce usulüne uygun yapılmış başvuru bulunmasının tamamlanabilir dava şartı olduğu- Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerektiği-
Şirket yöneticisi veya mirasçılarına karşı sorumluluk davası açılabilmesi için limited şirket ortaklar kurulu tarafından verilen kararın bulunması gerektiği, sorumluluk davası için ortaklar kurulu kararının özel dava şartı olduğu, dava şartı mevcut olup olmadığının yargılamanın her aşamasında resen araştırılması gerektiği, dava açılırken dava şartının eksik olması nedeniyle davacı tarafa dava şartı eksikliğini tamamlaması için kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde davacı tarafça yönetici kayyım kararının sunulduğu, yönetici kayyım kararının ortaklar kurulu kararı olmadığı, kesin süre içerisinde dava şartı eksikliğinin tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği- Davanın şartlarının tamamlanması için davacı taraf verilen süre içerisinde davacı vekilince .............. tarihli yönetim kayyımı kararı ibraz edildiği, kararın yasada dava şartı olarak düzenlenen yönetici hakkında sorumluluk davası açılması yönünde alınmış bir ortaklar kurulu niteliğinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu bononun dava konusu faturaya ilişkin düzenlendiği, davacıların anılan ilişki çerçevesinde sevk irsaliyesi imzalayıp ipotek verdikleri, faturadan doğan borçtan sorumlu oldukları, ilk derece mahkemesince hesaba alınan ödemelerin borç tarihinden önce olduğu, davalı ..........'a yapılan ödemelerin davalı şirket defterinde kayıtlı olmadığı, anılan ödemelerin dava konusu borca ilişkin olduğunun ispatlanamadığı, gayrimenkul satışının davalı defterinde ödeme olarak göründüğü, fazla ödeme bulunsaydı dahi bunun sorumluluğunun davalı şirkette olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf isteminin reddine, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın davalı ............ ve ............ bakımından pasif husumet yokluğundan reddine, davalı şirket bakımından davanın kısmen kabulüne davacı tarafın ............. İcra Müdürlüğü'nün ................ Esas sayılı icra dosyasında yürütülen takip ve bu takibe konu bono nedeni ile 110.000,00 TL'lik kısım yönünden davalı ................... A.Ş.'ye borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının eski çalışanı mühendis olduğu, davalılar ile aralarında söz konusu faydalı modele ilişkin maddi ve manevi tazminat ve işçi-işveren alacaklarına ilişkin davaların olduğu, 6769 sayılı Kanun'un 144 üncü maddesinin ikinci fıkrasında menfaat olanların faydalı modelin hükümsüzlüğünü talep edebileceği maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde somut olayda davacının aktif dava ehliyeti ve davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu-
5434 sayılı Kanun kapsamında geçen hizmetler gözetilerek anılan Kanun hükümleri uyarınca bağlanan emekli aylığının yersiz olduğundan bahisle istirdadı istemli yapılan icra takibine itiraz istemli uyuşmazlığın çözümünde; 506 sayılı Kanun veya 5510 sayılı Kanun’un uygulama yeri bulunmadığı, bu durumda 5510 sayılı Kanun'un 101. madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış İş Mahkemesi'nin görevli olmadığı; uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu- 2577 sayılı Kanunu’nun 2. maddesine göre kimler aleyhine idari yargıda dava açılabileceği açıklanmış olup, gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında idari yargı yerinde dava açılamayacağı-
Davada haklı çıkmış olan tarafın da hukuki menfaati bulunmak kaydıyla hükmü temyiz etmesinin mümkün olduğu- İlk hükmü temyiz eden ancak tüm temyiz itirazları reddedilen ve ayrıca direnme kararı verilmesini talep eden davalı vekilinin temyizinin direnme konusu uyuşmazlığa yönelik olmayıp bozma kapsamı dışında kalan hususlara ilişkin olduğu da dikkate alındığında direnme kararını temyiz etmekte hukuki yararının bulunmadığı-
İcra takip dosyasında, şikayetçi hakkında hali hazırda düzenlenmiş iki ayrı takip talebi bulunmakta olup, Bölge Adliye Mahkemesinin ilk takip talebindeki eksikliklerin yeni takip talebi ile giderildiğinden bahisle şikayete konu ilk takip talebinin hükmü kalmadığı gerekçesinin aksine, şikayete konu ilk takibin iptal edilmediği sürece ayakta ve geçerli olduğu, dolayısıyla şikayetçinin takibe dayanak bonoda isim ve imzası bulunmadığı halde şahsen borçlu sıfatı ile gösterildiği takip talebinin iptalini istemekte hukuki yararının bulunduğu, o halde Bölge Adliye Mahkemesince, şikayete konu takip talebi hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması hâlinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekeceği, dolayısıyla takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı, takipten sonra, ancak davadan önce yapılan kısmi ödeme miktarı bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından dava reddedilse veya kısmi ödeme miktarınca dava açılmasa bile, kısmi ödemenin yapıldığı icra takibinin kendi yasal prosedürü içerisinde devam edeceği, hatta asıl borç kalksa bile faiz ve fer'ileri yönünden takibin sürebileceği, salt bu nedenle icra dosyasının kapanmasından söz edilemeyeceği, hal böyle olunca yargılama sırasında ödenen miktarların icra müdürlüğünce nazara alınmasına ilişkin kısım doğru olmakla birlikte takipten sonra ancak davanın açılmasından önce yapılan ödemeler yönünden hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddi gerektiğinin gözetilmemesinin bozmayı gerektireceği-
Her ne kadar markanın iptali kararı, karar tarihinden itibaren ileriye yönelik sonuç doğuracak olsa da Dairemizin temyiz inceleme tarihi olan ................. tarihi itibarıyla davacının işbu davada iltibas iddiasına dayanak ............ sayılı markasının iptaline ilişkin kararın Dairemizin ............... tarihli onama kararı ile kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, artık davacı ................. Hazır Giyim ve Mağazacılık A.Ş.'nin iltibas iddiasına dayanak markasının ayakta olduğundan bahsedilemeyeceği, bu itibarla anılan hususlar nazara alınmadan verilen kararın davalı yararına bozulması gerekeceği-
Her ne kadar davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği yönündeki mahkemenin kabulü yerinde ise de, davacı vekilinin dava dilekçesinde davalının internet sitesindeki yazının yayınlanmasının ardından toplumda müvekkilinin sattığı balın sahte olduğu yönünde bir algı oluştuğunu, satışlarının büyük ölçüde düştüğünü, yıllara göre artan satış grafiği varken asılsız uyarı yazısının yayınlanması akabinde satışlarda düşme meydana geldiğini ileri sürerek müvekkilinin yıllara göre satışları incelenip davalının haksız eylemi nedeniyle uğranılan maddi zararın tam olarak tespit edildiği anda artırılmak üzere şimdilik 5.000,00 TL belirsiz maddi tazminatın tahsilini talep ettiği, değer artırım dilekçesi ile de talebini bilirkişi raporunda tespit edilen 59.935,37 TL'ye yükselttiği, her davanın açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanacağı, davacının ancak dava açıldığı tarihe kadar gerçekleşmiş alacağının hüküm altına alınmasını isteyebileceği de nazara alındığında davacı, dava tarihindeki alacağının miktarını tam ve kesin olarak belirleyebileceğinden davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının olmadığı, bu durumda dava değerinin dava dilekçesinde gösterilen miktar olduğu gözetilmeden bedel artırım dilekçesine göre değerlendirme yapılmasının doğru olmadığı-