Harcın yatırılmamasının yaptırımının, " ...davanın açılmamış sayılması," harç yatırılmakla birlikte teminatın yatırılmamasının yaptırımının ise "...davanın dava şartı noksanlığından usulden reddi" olduğu- Mahkemece, icra takibinde ipotek veren olup, kendi taşınmazı dışındaki bir başka taşınmazın ihalesinin feshini isteyen şikayetçiye öncelikle nispi harç ve akabinde ihale bedelinin % 5' i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılmasının hatalı olduğu-
Şikayet eden tarafından, şikayet tarihi ve haciz tarihi itibariyle adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması talep edildiği, bu bakımdan hukuki yararın şikayet tarihi ve şikayetin incelenmesi sırasında devam etmesi gerektiği ancak şikayetin incelenmesi sırasında taşınmazın üçüncü kişiye .......... tarihinde satışının yapıldığı görüldüğünden, mahkemece şikayetçinin taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının üçüncü kişiye devredilerek sona erdiği dikkate alınarak hukuki yarar yokluğundan şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi ............’ün maliki olmadığı ..... ada ........ parselde kayıtlı olan taşınmaz için diğer şikayetçinin ise maliki olmadığı ... ada ......... parselde kayıtlı taşınmaz için aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, maliki oldukları taşınmazlar yönünden ise şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekeceği, buna göre, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nın 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı göz önünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak para cezasının, şikayetçi ipotek malikleri yönünden ayrı ayrı maliki oldukları taşınmazların ihale bedelinin %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Asıl dava ve birleşen dava tarihinin hatalı gösterilmesi veya hiç yazılmamasının mahallinde düzeltilebilir maddî hata niteliğinde olduğu esasa etkili olmadığından ayrıca bozma nedeni yapılmayacağı- Yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye devredilmesine olanak bulunmadığı- Taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesince davaya bakılmasının olanaklı olmadığı ve bu hususun usul ekonomisi ilkesine de uygun düşeceği-
Borçlunun Sosyal Güvenlik Kurumundaki alacaklarına haciz konulduğunun, aynı alacaklar üzerinde şikayete konu takip dosyası dışında da hacizler bulunduğunun, SGK tarafından borçlunun hesabında bulunan tutarın muhtelif tarihlerde icra müdürlüğüne gönderildiğinin, icra müdürlüğünce bu paraların bir kısmının dosya alacaklısına ödendiğinin, şikayetçi tarafından söz konusu bedel üzerinde kendilerinin de haczi olduğunun ve sıra cetveli yapılması gerektiği yönündeki taleplerinin reddine ilişkin icra müdürlüğü işleminin kaldırılmasını istediğinin anlaşıldığı, her ne kadar şikayet eden üçüncü kişi, icra dosyasının tarafı değil ise de, haciz alacaklısı olması nedeniyle aktif husumet ehliyetinin olduğu, ayrıca hacze iştirak eden alacaklılar, sıra cetveli yapılmadan sıra cetveline itiraz ya da şikayet niteliğindeki başvurularda bulunamayacaklarından, haciz koyduran alacaklıların sıra cetveli düzenlenmesini talep etmekte hukuki yararlarının bulunduğu, bu durumda ilgili yasal düzenlemeler uyarınca, icra müdürlüğünce sıra cetveli düzenlenmesi zorunlu olup, mahkemece, şikayetin icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılması gerektiğine karar verilmek suretiyle kabulü gerekeceği-
Mahkemece, ihalede pey süren olup, kanunda belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığı anlaşılan davacıya öncelikle nispi harç ve akabinde ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılmasının ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılmasının hatalı olduğu-
Mahkemece, İİK'nın 7343 sayılı kanunun 27. maddesi ile değişik 134/3. maddesinde belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığı anlaşılan davacıya öncelikle Harçlar Kanunu'nun 30. maddesindeki usul uygulanarak nispi harç ve harç yatırılırsa akabinde HMK'nın dava şartlarına ilişkin 114. maddesi uygulanarak ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılması ve yasada yeri olmadığı halde " İİK'nın 134/4 gereğince ihalenin feshi talebinin yapılmamış sayılmasına" şeklinde karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince Harçlar Kanunundaki açık düzenlemeye aykırı ve yasal olmayan gerekçelerle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olmayıp, sadece asıl borçlu lehine .......... numaralı taşınmazını ipotek veren taşınmaz maliki şikayetçi .........’ın dava konusu taşınmazlar yönünden şikayette aktif husumet ehliyeti bulunmadığından istemin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi yerinde olmakla birlikte işin esasına girilmediğinden şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde anılan taşınmazların ihale bedelleri toplamı üzerinden para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 17.4.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun’un 52. maddesi ile değişik 88. maddesinin 19. fıkrası uyarınca ise, Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurum'un alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu- 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesi, 6183 sayılı Kanun’un 99. maddesine göre daha özel bir düzenleme olup, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinin 16. fıkrası uyarınca prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı Kanun uyarınca yaptığı icra takipleri nedeniyle gerçekleştirilen taşınmaz ihalelerinin feshine ilişkin şikayetler hakkında da aynı maddenin 19. fıkrası hükmünün uygulanması gerekeceği- Uyuşmazlığın çözümünde, alacaklı biriminin (Kurtköy Sosyal Güvenlik Merkezi) bulunduğu yer iş mahkemesi olan İstanbul Anadolu İş Mahkemesi görevli ve yetkili olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince, icra mahkemesinin talep hakkında karar verme görevi bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin şikayetin esastan reddine dair kararının ortadan kaldırılarak, HMK'nın 353/1-a-3. maddesi gereğince, icra mahkemesinin görevsizliğine, HMK’nın 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesini müteakip 2 hafta içerisinde talepte bulunulduğunda dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekeceği-
İhale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği- Tebliğ evrakının bir nüshasının adresin kapısına asıldığına dair bir şerh tebliğ mazbatasında yer almadığından, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine aykırı ve usulsüz olduğu- Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması ya da usulüne uygun tebliğ edilmemesinin başlı başına ihalenin feshi nedeni olduğu-