Derdestliğin HMK’da dava şartı olarak düzenlenmesi ve derdestliğin takip şartı olduğunun 20.01.2023 T. 2/1 sayılı İBK kararı ile benimsenmesi karşısında, Y 12. HD.'nce görüş değişikliğine gidilerek "-icra takibinin ilamlı ya da ilamsız olduğuna bakılmaksızın- mükerrer takibin iptali talebinin 'takip şartı' olarak değerlendirilmesi ve bu talebin icra mahkemesine (süresiz) şikayet yolu ile getirilebileceğinin" kabul edildiği- Takip talebinde ve Ör: 6 icra emrinde açıkça "... borçlu aleyhine başlatılan ... icra  dosyası, başkaca başlatılacak takip dosyaları ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla" açıklamasına yer verildiğinden, söz konusu takiplerdeki asıl borcun aynı kredi sözleşmesinden kaynaklandığının alacaklı tarafından belirtildiği ve aynı borç için birden fazla takip açıldığı, yani, ipotekli takibin diğer takiplere mükerrerlik oluşturduğunun kabulü ile ipotekli takibin iptaline karar verilmesi gerektiği- 
İhale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük, malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Mahkemece davacı/şikayetçiye Harçlar Kanunu'nun 30. maddesine uygun şekilde "...Davacı/şikayetçiye 3.786.006,60 TL nispi harcı yatırması için gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, aksi taktirde davanın işlemden kaldırılacağının ihtarına (ihtar edildi)" şeklinde oluşturulacak ara kararı ile süre verilmesi ve akabinde Harçlar Kanunu'nun 30. maddesindeki düzenlemeye uygun olarak karar verilmesi gerekirken nispi harç yatırılmamasını HMK'nın 114. maddesinde düzenlenen dava şartı olarak niteleyerek sonuca gidilmesinin ve hususun Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenmesinin hatalı olduğu, mahkemece yapılacak işin öncelikle davacıya nispi peşin harcı tamamlaması için Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca işlem yapmak ve harç yatırılırsa akabinde teminatı yatırtıp, sonuca gitmek olduğu-
5510 sayılı Kanun’un 88. maddesi, 6183 sayılı Kanun’un 99. maddesine göre daha özel bir düzenleme olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinin 16. fıkrası uyarınca prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı Kanun uyarınca yaptığı icra takipleri nedeniyle gerçekleştirilen taşınmaz ihalelerinin feshine ilişkin şikayetler hakkında da aynı maddenin 19. fıkrası hükmünün uygulanması gerekeceği, bu durumda uyuşmazlığın çözümünde, alacaklı birimin bulunduğu yer İş Mahkemesi görevli ve yetkili olduğundan, İcra Mahkemesince; dava şartları arasında yer alan mahkemenin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine, 6100 sayılı Kanun'un 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesini müteakip 2 hafta içerisinde talepte bulunulduğunda dosyanın görevli ve yetkili İş Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu Belediye'nin ............. Defterdarlığındaki payları üzerine haciz konulmuş olup, 4706 sayılı Kanun'un 5. maddesine istinaden Hazine taşınmazlarının satışından elde edilen paralardan bu Kanuna istinaden belediyeye ayrılan payların haczinin mümkün olmadığı- Şikayetçi borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda, icra vekalet ücreti ve tahsil harcının maktu alınmasına yönelik talebin müdürlük kararı ile reddedildiğini ileri sürerek şikayet dilekçesinin sonuç kısmında müdürlük işleminin iptali ile icra vekalet ücreti ve tahsil harcının maktu olarak hesaplanmasına karar verilmesini talep ettiğinin, mahkemece anılan şikayet hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğinin anlaşıldığı, o halde, mahkemece, anılan şikayet sebebi hakkında daha önce olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmemesi sebebiyle önceki bozma ilâmı kapsamında yazılı şekilde karar verilmesi alacaklı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağından, HMK'nın 297/2 maddesi uyarınca borçlunun bu şikayeti hakkında bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu- Alacaklılardan ............'ın ........... tarihinde vefat ettiği anlaşılmış olup, buna rağmen mirasçılarından ......... ve ................ yargılamaya dahil edilmeksizin şikayetin incelenerek sonuçlandırılmasının doğru olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun şikayet tarihi itibariyle tapuda borçlu adına kayıtlı olmayan taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını isteme hakkının bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin kısmen kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Karar başlığında davalı olarak gösterilen ve şikayetçinin ihbarda bulunduğu 3. kişi şirketin Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında da doğru bir şekilde tespit edilip, açıklandığı üzere şikayete konu uyuşmazlıkta ihbar olunan ve müdahil sıfatı olmayacağından 3. kişinin taraf sıfatının olmadığı, aleyhine de hüküm kurulmadığı, bu nedenle de kararı temyiz hakkının olmadığı-
Yerel Sulh Hukuk Mahkemesinin kararıyla, hissedar muris ............'ın mirasının tüm yasal mirasçıları tarafından kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verildiği ve anılan kararın ............. tarihinde kesinleştiği, tüm mirasçılar mirası reddettiği için TMK 612. maddesi uyarınca iflas hükümlerine göre tasfiye hususunda gerekli işlemleri yapmak üzere tereke mahkemesine ihbarda bulunulduğunun, resmen yönetilme ve tasfiye istemli ve tespit istemli tereke dosyalarının mevcut olduğunun anlaşıldığı, TMK'nın 612. maddesi uyarınca; en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, iflâs hükümlerine göre tasfiye edildikten sonra, tasfiye sonunda arta kalan değerlerin, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği, tasfiyenin sonuna kadar mirasçıların terekeyi iktisap edemeyeceği ve murisin terekesi hakkında tasarruf işlemlerinin tamamının tereke tasfiye memuru tarafından yerine getirileceği, o halde, şikayetçilerin, muris .........'ın hissedar olduğu taşınmazın ihalesinin feshine yönelik şikayetlerinde aktif husumet ehliyetleri ve hukuki yararları bulunmadığından, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin kabulü ile ihalenin feshi yönünde hüküm tesisinin ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddinin isabetsiz olduğu-
Şikayet eden tarafından, şikayet tarihi ve haciz tarihi itibariyle adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması talep edildiği, bu bakımdan hukuki yararın şikayet tarihi ve şikayetin incelenmesi sırasında devam etmesi gerektiği ancak şikayetin incelenmesi sırasında taşınmazın üçüncü kişiye ............ tarihinde satışının yapıldığının görüldüğü, bu durumda mahkemece şikayetçinin taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının üçüncü kişiye devredilerek sona erdiği dikkate alınarak hukuki yarar yokluğundan şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayet eden tarafından, şikayet tarihi ve haciz tarihi itibariyle adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması talep edildiği, bu bakımdan hukuki yararın şikayet tarihi ve şikayetin incelenmesi sırasında devam etmesi gerektiği ancak şikayetin incelenmesi sırasında taşınmazın üçüncü kişiye .......... tarihinde satışının yapıldığı görüldüğünden, mahkemece şikayetçinin taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının üçüncü kişiye devredilerek sona erdiği dikkate alınarak hukuki yarar yokluğundan şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-