Şikayetçi borçlu tarafından çıkarılan tebligatın içeriği ve tebliği ile ilgili herhangi bir şikayette bulunulmadığı gibi borçlunun huzurunda düzenlenen taşınmaz hakkında kıymet takdir ve vaziyet tespit tutanağının da aksinin iddia edilmediği, bu nedenle borçlunun taşınmaz haczini süresinde öğrendiği ve 7 günlük süre içinde şikayette bulunmadığı-
Takip dayanağı bonoda ve taraflar arasındaki sözleşmede bononun sözleşme gereğince teminat olarak verildiğine ilişkin bir ibare olmadığı, borcun ödendiğinin de İİK’nun 169/a maddesinde belirtilen nitelikteki belgelerle ispat edilmediği; bu nedenle taraflar arasındaki sözleşme uyarınca şikayete konu bononun mücerretlik özelliğini kaybettiği-
Dava konusu taşınmazın 2003 yılındaki arz ve üzerindeki ağaçlar ve binalara yönelik kıymet takdir raporları sonucunda tespit edilen değerlerin daha yüksek olduğu, 2009 yılında yapılan ihalede 2005 yılındaki piyasa rayiç değerleri esas alınarak düzenlenen rapor esas alınarak ihalenin sonuçlandırılmasının borçlunun menfaatini haleldar ettiği, bu durumda ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Gayrimenkul satış vaadi nedeniyle alacak istemli davada, dava konusu belge davacının iddiaları doğrultusunda, davalı tarafından düzenlenmiş ve imzalanmış ise, bu durumda taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğu ve tarafların sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmesi gerekeceği-
Yetki itirazında, hangi yer icra dairesinin yetkili olduğunun açıkça yazılmamış olduğu durumlarda, itiraz dilekçesinin içeriğinden yetkili olduğu ileri sürülen icra dairesinin neresi olduğu anlaşılabiliyor ise itirazın geçerli olduğunun kabul edilmesi gerektiği- Borçlunun usulüne uygun olarak icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmediği, bu nedenle itirazın iptali davasının, icra dairesinin yetkisizliğinden bahisle reddedilmesinin yerinde olmadığı, yerel mahkemece davanın esasına girilerek taraf delillerinin tartışılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu çeklerdeki imzaların, (bankaya ibraz edilmediği saptanan çek dışındaki) davacı-borçlu şirket yetkililerine ait olup olmadıklarının yöntemince araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerekeceği-
Mahkeme, takibe dayanak yapılan ve takibin tarafları arasında düzenlenen sözleşmenin, taraflara karşılıklı edimler yükleyen bir sözleşme olup; kayıtsız şartsız borç ikrarını ihtiva etmediğinden alacağın miktarı ve tahsilinin gerekip gerekmediği hususunun genel mahkemelerde yargılamayı icap ettirdiği ve İİK’nun 68/1 maddesinde belirtilen belgelerden sayılamayacağından alacaklı vekilinin itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
21.02.2014 gün ve 2013/1 E. ve 2014/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Karar uyarınca ihtiyati tedbir talebine ilişkin kararların temyiz edilemeyeceği-
Taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesinde; tarafların anlaşmazlık durumunda sözleşmede belirlenen mahkemelerin yetkili olacağının kabul edildiği, davacı tarafından yapılan icra takibinin sözleşmeye istinaden yetkili olunan icra dairelerinde yapılmış olduğu, sözleşmede belirlenen mahkemelerin yetkili kılınmasının icra dairelerini de kapsayacağı-