Türk Medeni Kanununun md. 175 deki yoksulluk nafakası verilmesi koşulları oluşmadığı halde; duyuma dayalı davacı tanığı anlatımlarına değer verilip, davalının ortalamanın üstünde bir gelire sahip olduğu gerekçesiyle davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetli olmadığı-
Yayın, başka bir yayına dayalı olup ilk yayına yollama yapılmasının, basının gerçekliği araştırma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağından, gerçekliği kanıtlanamayan yayının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu-
Sosyoloji profesörü olan davacının başka bir gazete ile yaptığı söyleşinin ve taşınmazına yapı izni almak amacıyla yaptığı işlemlerin eleştirildiği anlaşılmış olup, yazıların içerikleri ve yukarıdaki ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, eleştiri sınırlarını aşmayan yazıların davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı-
O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basının sorumlu tutulmamasının gerekeceği-
Davalı banka çalışanlarının, avukat olan davacıdan, Kara Para Aklanmasının Önlenmesine… dair Yönetmelikte sayılan kimlik belgelerin sunulmasını istemelerinde yasaya aykırılık yok ise de, sergiledikleri tutum ve davranışları davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğundan davacı yararına manevi tazminat takdir edilmiş olmasının yerinde olacağı-
Davalının davacı hakkında haciz istemekte haklı olmadığı, davacının açtığı dava ile belirlendiğine göre, davacının uğradığını ileri sürdüğü zarardan davalının sorumlu tutulması gerekeceği-
22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiş olup; bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıcın, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermesinin gerekeceği-
Dava, baz istasyonunun insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenmesine ilişkin olup dava konusu para ile ölçülebilecek nitelikte olmadığından nispi değil maktu karar harcı alınmasının gerekeceği-
Yayında yer alan değerlendirmelerde yer verilen sözler; olayın özelliklerine, anlatılmak istenen amaca ve olay günündeki görünür gerçekliğe uygun olup genel anlamda eleştiri sınırları içerisinde kaldığından hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşmediği-