Ortalama değer yargılarına göre haberde ortaya çıkan sonuç; sınav komisyonunda yer alan kamu görevlilerinin görevlerini kurallara uygun bir biçimde yerine getirmedikleri ve kurallara aykırı davranış sergiledikleri olduğundan davacının bu olumsuz sonuç ile ilişkilendirilmiş olmasının onun kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Manevi tazminat için, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmasının gerekeceği-
Yayın gününde yürürlükte bulunan 5680 sayılı Basın Yasası'nın 16. ve 17. maddeleri gereğince hukuki sorumluluğun, yazıyı yazan ile yayının sahibine ve sorumlu yazı işleri müdürüne ait olduğu-
Dava konusu edilen haberin tümü gözetilip "...kap-kaç...", "...banka önlerindeki maaş çeken emeklileri dolandırdıkları..." biçimindeki anlatımların, haberin bütünlüğü içinde ayrıntı niteliğinde kaldığı, haberin veriliş anındaki beliriş biçimine uygun bulunduğu ve görünen gerçeklik kapsamında kaldığı sonucuna varılarak, manevi tazminat isteminin tümden reddedilmesi gerekeceği-
Haberin verilişinden bu yana uzun bir sürenin geçmiş bulunmasına ve Borçlar Yasası'nın 49/2. maddesinde öngörülen ölçüler esas alındığında ayrıca kararın yayınlanması yönünde hüküm kurulmuş olmasının da yerinde olmayacağı-
Kazanın anne ve babanın gözü önünde meydana gelmesinin anne ve baba üzerinde meydana getireceği şok dikkate alındığında BK 47 maddesinde hukuken korunan ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde haleldar olduğu açık olduğundan, davacı anne ve babanın da bir miktar manevi tazminata hak kazanacağı-
Dar anlamda ve para ile ölçülebilen bir zarar yok ise de, baz istasyonunun insanların kalabalık olarak yaşadığı siteye yakınlığı, çevre binalarda ve bu bağlamda davacıların konutlarında bulunanların sağlık yönünden büyük endişeler taşıdığı, aynı bölgede yaşayan insanların yaşamının psikolojik olarak olumsuz biçimde etkilendiği ve bunun da insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı açık olup davacıların zarar gördüğünün kabulü gerekeceği-
Davaya konu olayda; şapkasında ve çantasında PTT işareti bulunan postacının bekçi köpeği ile cinsel ilişki içinde olduğu gösterilen dava konusu karikatürün, mesaj verme ya da güldürme amacının dışına çıktığı, alaycı ve küçük düşürücü öğeleri ön plana çıkartarak davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu-
Şikâyeti haklı gösterecek belirtiler bulunduğu anlaşıldığından, hak arama özgürlüğünün sınırları içinde yapılan şikâyetin, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı; ayrıca, şikayet hakkının yerinde kullanıldığının kabulü için şikayet edilenin cezalandırılması veya sorumlu tutulmuş olmasının da zorunlu olmadığı-
Ceza yargılaması sırasındaki davalı beyanı, savunma sınırları içinde olup herhangi bir meclis üyesinin ismi açıklanmadığından matufiyet de söz konusu olmadığından savunma sınırları içinde kalan bu sözlerin davacıya yönelik olmadığı ve kişilik hakkına saldırı oluşturmadığı-