Cumhuriyet Savcısı olan davalı aleyhine yürüttüğü bir soruşturma nedeni ile tutukluluğun devamına ilişkin karara itirazın reddedilmesi gerektiği yönünde görüş bildirmesinden dolayı tazminat davası açıldığı gözetilerek, karar gününden sonra yürürlüğe giren 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa uyarınca yeniden değerlendirme yapılıp varılacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Dava konusu yazının başlığındaki "Maganda" sözcüğü ile içeriğinde yer verilen sözler ve anlatım, eleştiri sınırlarını aştığından, davacının kişilik haklarına saldırı olgusunun gerçekleştiği-
Davalı yan, her ne kadar zamanaşımı defini, 10 günlük cevap süresini geçirdikten sonra ileri sürmüş ise de, davacı taraf usulüne uygun olarak 10 günlük cevaba cevap süresi içinde davalının zamanaşımı defini süresinde ileri sürmediği yönünde bir karşı koymada bulunmadığından, davalının zamanaşımı definin yerinde olduğunun kabulü ile zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı, Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği uyarınca 3. sicil üstü olarak görevini yerine getirip davacı hakkında sicil raporunu düzenlemiş ve gerekçesini de göstererek davacı hakkındaki görüşünü belirtmiş olup, davalı tarafından düzenlenen sicil raporunda davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak herhangi bir sözcük de olmadığından kişilik haklarının zedelenmediği-
Dava konusu yayın ile ilgili olduğu ileri sürülen CD'nin niteliği de gözetilerek, tarafların da bulunduğu bir ortamda, bilirkişi ile birlikte CD'yi izleyip incelemeleri, bilirkişinin düzenleyeceği raporu sunmasından sonra tarafların bu konudaki savunmalarını yapmalarının sağlanması gerekirken, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak biçimde, CD üzerindeki çoğaltılmamaya ilişkin açıklama gerekçe gösterilerek tarafların dayandıkları kanıtların içeriğini öğrenmelerine engel olunmasının usul ve yasaya uygun düşmeyeceği-
Davalının eyleminin hakaret niteliğinde olduğunu ileri sürdüğüne göre dava konusu edilen eylemin aynı zamanda suç oluşturduğu ve olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresinin de Borçlar Yasasının 60/2. maddesinde düzenlenen (uzamış) ceza zamanaşımı süresi olduğu ve istemin zamanaşımına uğramadığının kabulü gerekeceği-
Borçlar Yasası'nın 49. maddesinde belirtilen sorumluluğu genişletmek olanaksız olduğu gibi, yansıma yoluyla da manevi tazminat istenilemeyeceği-
Haksız eylemin gerçekleştirildiği gazete Ankara ilinde de dağıtıldığına göre Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açan davacının, seçimlik hakkını haksız eylemin geçekleştiği yer mahkemesinde dava açmak suretiyle doğru olarak kullandığı-
Davalının, davacı hakkında yazdığı sözler, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde ise de yazının bütünü, kullanılan sözlerin niteliği, tarafların ekonomik ve sosyal durumu gözetildiğinde, davacı yararına takdir edilen 7.500,00 TL manevi tazminatın fazla olacağı-
Haberde, davacı hakkında fezleke düzenlendiğine ilişkin yanılgı, haberin bütünü içerisinde yer alan bir ayrıntı niteliğinde olup yayınlandığı gündeki görünür gerçekliğe uygun olan haberin, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-