Davalının kamu görevi niteliğindeki tanık sıfatı ile verdiği ifadesi, diğer davalıların da aleniyet kazanmış bulunan iddianame içeriğinde yer alan iddiaları haber yaparak gündeme getirmiş bulunmalarında hukuka aykırılık bulunmadığı-
Davalının dava konusu edilen yazısında bir haber nedeni ile gazete yorumlarını konu edindiği, daha önceden davacının kullandığı bir başlığı aynen kullanarak "Batı Müslüman soykırımına hazırlanıyor kışkırtmacılığıyla ekmek yiyen sicilli ajan provokatör yorumcu türünden kimileri ise" biçimindeki nitelendirmesinden ve yazının bütününden Y... Gazetesinde köşe yazarı olan davacıyı kastettiği, matufiyet koşulunun gerçekleştiği sonucuna varıldığından davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği-
Davacıların kızı ve kardeşi olan ölenin balkondan düşerek ölüm haberi verilirken, aynı şahsın ölümü tarihinden yaklaşık 2 yıl önceki denize çıplak girme görüntülerinin de birlikte habere konu edilmesinin davacıların onuruna, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olacağı-
Kural olarak sözleşmeye aykırılığın kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı ancak kişinin ruhsal bütünlüğünü bozacak nitelik ve ağırlıktaki aykırılıkların manevi tazminat sorumluluğunu doğuracağı-
Davalının başka biriyle resmi nikah yapmış olmasının davacı küçüklerin iç huzurunu bozacak, onların kişilik haklarını ihlal edecek nitelikte bir olgu olmadığından çocuklar yönünden manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekeceği-
Davacı hakkındaki şikayet dilekçeleri, bu dilekçeler uyarınca yayın tarihinden sonra açılan idari soruşturma dosyası düşünüldüğünde, dava konusu yayının yayınlandığı tarih itibari ile görünür gerçekliğe uygun olduğu, ayrıntı niteliğindeki bir takım beyanların gazetecilik tekniği gereği okuyucunun dikkatini çekmeye yönelik olduğu, görünür gerçekliği değiştirmediği, yayımlanmasında toplumsal ilgi bulunduğu, konu ile anlatım biçimi arasındaki düşünsel bağın kopartılmadığından, yayının tümü itibari ile hukuka aykırılığından söz edilemeyeceği sonucuna varıldığı-
Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği; tazminat davasının konusu ihtiyati tedbir şerhi konulan araç olmadığından araca ihtiyati tedbir konulmuş olmasının isabetli olmadığı-
Davalının, davacı tarafından verilen "tartışmalı" olduğu kabul edilen kararı eleştirdiği, ve özle biçim dengesinin korunduğu, yazının içeriği itibariyle davacının kişiliğine yönelik tahkir ve kişilik hakkına saldırıcı teşkil edici bir yönünün olmadığı-
Daha uygun bir dil kullanılarak eleştirilebilecekken yapılan nitelemelerle eleştirilmiş olmasının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Hukuk düzeninin, tüzel kişileri hukuk süjesi olarak tanıdığı, tüzel kişilere ad, şeref, onur ve itibar gibi kişisel varlıklar bahşedilmiş olduğu; tüzel kişilerin de "manevi tazminat" talep edebileceği-