Zarar doğuran eylem, Türk Ceza Kanununda düzenlenen iftira suçunu oluşturduğu için uygulanacak zaman aşımı süresi ceza zaman aşımı süresi olup bu sürenin 8 yıl olduğu ve henüz dolmadığı anlaşıldığından esasa girilerek karar verilmesi gerekeceği-
Davaya konu olayda; olayın oluş şekli, kusur durumu, yaralanmanın niteliği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu-
Zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğmuş olması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresinin, o suçun bağlı olduğu ( uzamış ) ceza zamanaşımı süresi olacağı-
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabileceği- Kamu görevlisi aleyhine adli yargı yerinde dava açılamayacağına göre kamu görevlisi hakkında adli yargıda açılan tazminat davasında kast ve kusur aranmaksızın husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının, davalı tarafından evlenme vaadi ile kandırıldığı ve bunun etkisi altında gerek fiziksel gerek ruhsal anlamda zarara uğratıldığı ve bundan elem ve üzüntü duyduğunun kabul edilmesi ve davacının hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar verenin de bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkonulması amacıyla uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Davacının, 8. Ceza Dairesi Başkanı olarak altında imzası bulunan kararın siyasi düşüncelerle verildiği, yargının siyasallaştığı ve 8. Ceza Dairesi`nin taraflı kararlar verdiği biçimindeki nitelemeler sebebiyle davacının kişilik haklarının zarara uğradığı, yüksek mahkeme üyesi olarak tarafsızlığı konusunda kuşkular oluşmasına sebep olunduğundan yayında davalı tarafından söylenen sözlerin hukuka aykırılığının gözetilerek davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği-
Davacının dava dilekçesinde aile başkanının sorumluluğuna da dayandığından davaya bakma görevinin “aile mahkemesi”nin olduğu-
Davaya konu edilen olayda, davalının yürütülmekte olan bir operasyon kapsamında, İzmir İl Jandarma Alay Komutanlığı nezdinde yaptığı soruşturmanın tamamı, idari görevi sırasında ve de görevi gereği yapmış olduğu hizmetler olup, dava ise, davalı tarafından yürütülen bu soruşturmaya, davacının hukuka aykırı olarak dahil edildiği iddiası ile açılmış olduğundan dava şartının gerçekleşmediği ve açılan davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceği-
Takdir edilecek tutarın, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmasının gerekeceği-
Hukuka aykırı olarak elde edildiği ileri sürülen ses kayıtlarının kullanılması nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davada, .uyuşmazlığın çözümünde, sunulan kayıtların hukuka aykırılık oluşturup oluşturmadığının irdelenmesi gerekeceği-