Tanığın, tanıklık yaptığı olayla ilgili ve bağlantılı olmak üzere söylediklerinden dolayı yalancı tanıklıktan mahkum edilmedikçe sorumluluğuna karar verilemeyeceği–
«Kişilik haklarına saldırı» niteliğinde bulunmayan, eleştiri sınırı içinde kalan -dolayısıyla, manevi tazminata hükmedilmesini gerektirmeyen- «söz», «yayın» ve «eylem»ler–
Davalı E’nin ileride evleneceği vaadiyle davacı ile karı koca hayatı yaşadığı kızlığını bozduğu, davalı M.’nın bu resmi olmayan evliliği sağladığı ve bilahare davacının gerçekleştirdiği kabul edilemeyecek bir bahane ile evlilik hayatına son verildiği anlaşıldığından tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Öğrencilerin farkedebilecekleri bir ortamda, görevli oldukları okul binası içinde gerçekleşen bir tartışma sırasında davacının «kolundan ve kravatından tutularak çekiştirilmesi»nin kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği–
Ticaret Sicili Memurluğuna kayıtlı olan bir şirket aleyhine «aynı isim kullanılmasından dolayı müdahalenin men-i» istenebilmesi için öncelikle ticaret sicilindeki bu isminin iptalinin istenmesi gerekeceği–
Kişilik haklarının içerdiği sosyal ve duygusal kişilik değerleri; kişinin toplum içindeki yerini, birlikte yaşadığı ailesi ve yakınlarını da kapsadığından çocuğu yaralanan anne-babanın da kişilik değerlerinin zarar gördüğünün kabul edilmesi gerekeceği–
Uyuşmazlıkların çözümünde yasanın takdir hakkı tanıdığı durumlarda, hakimin yaptırım türünü hak ve adalete uygun olarak serbestçe seçebileceği, ancak bu seçimini taraflar açısından doyurucu ve hukuka uygun olarak gerekçelendirmesi gerekeceği–