Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca kira sözleşmesindeki imzasına ve alacağın miktarına karşı çıkmadığına göre kira ilişkisi ve takip konusu miktar kesinleşmiş olup, uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir durum bulunmadığı-
Kira artış oranının "..TUİK tarafından açıklanan ÜFE oranında.." yapılacağına dair düzenlemenin belirli, muayyen ve uygulanabilir olduğu, sözleşmede artışın kararlaştırılmış olması nedeniyle, kiracıya ihbar yapılmasının gerekli olmadığı- 7 yıl süreli olarak belirlenen kira sözleşmesinde, kira bedelinin yıllık artırılacağı ve iki ayrı ay kirası ödenmez ise o kira dönemi sonuna kadar işleyecek kira bedellerinin muaccel olacağı kararlaştırıldığına göre muacceliyet kesbedecek kira bedelleri için dönemin bir yıl olduğunun kabulü gerekeceği-
Yasal sürede davalı tarafça takibe itiraz edilmediğinden, taraflar arasındaki sözlü kira ilişkisinin varlığı ve takibe konu kira alacağı miktarının İİK'nun 269/2 maddesine göre kesinleştiğinin kabulü gerekeceği-
Alacaklı tarafından borçlu hakkında gider katılım, emlak vergisi, elektrik, su vb. giderlerden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla haciz ve tahliye talepli olarak icra takibine başlandığı, icra müdürlüğünce borçluya adi kira ve hasılat kiralarına ilişkin örnek 13 ödeme emri tebliğ edildiği, kira dışında herhangi bir para alacağı bakımından örnek 13 ödeme emri gönderilmiş olmasının alacaklının itirazın kaldırılmasını istemesine engel teşkil etmeyeceği, takipte istenen alacak kalemlerinin kira alacağı olup olmadığı ve ödenmemesinin temerrüde yol açıp açmayacağı hususları icra mahkemesinden temerrüt nedeniyle tahliye istenmesi halinde değerlendirileceğinden mahkemece bu hususa ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenilmeden tahliye isteminde bulunulmaması gerekeceği-
İstem TBK 315. (BK.nun 260) maddesi gereğince temerrüt nedeni ile tahliyeye ilişkin olup, temerrüt ihtarı yerine geçen ödeme emri davalı kiracıya 07.08.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, itirazın kaldırılması ve tahliye istemli dava ise kanunda öngörülen 30 günlük ödeme süresi beklenilmeden 28.08.2013 tarihinde açılmış olup, süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK.nun 269/1. madde göndermesiyle olayımızda uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde yer alan otuz günlük ödeme süresinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup, yasaya uygun olarak düzenlenmeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağı, hukuki sonuç doğurmayan ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemeyeceği-
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenilmeden tahliye isteminde bulunulamayacağı-
Temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkin davada, borcu sona erdirebilecek belge niteliğindeki dekontlar olup, her ne kadar yargılamada ileri sürülmeyen hususlar temyizde de ileri sürülemez ise de, bu belgeler borcu sonlandırabilecek belgelerden olup temyiz aşamasında sunulmuş olsa da dikkate alınması gerekeceği-