Davacının davalı idareye bağlı hastanede olduğu ameliyat sonucu beyninde yer alan kistin alındığı belirtilmesine rağmen alınmamasından dolayı yaşadığı elem ve üzüntü nedeniyle oluştuğu iddia edilen manevi zararın tazmini istemiyle açılan davada, 25.000,00-TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte hesaplanarak davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği kararının isabetli olduğu-
Vekilin aldıklarını geri verme borcunda muacceliyetin, vekilin hesap vermesi ile başlayacağı- Zamanaşımı süresinin "davacının davalıyı azlettiği tarih" itibariyle değil, davalı vekilin hesap verme yükümlülüğünü yerine getirmesi ile başlayacağı-
Yapılan sünnet işlemi sonucunda davacı küçüğün oluşan zarar nedeni ile penisinin normal anatomik yapısında olmadığı, sonuçta böyle bir olay neticesinde davacı ruh ve beden sağlığının bozulduğu, duyulan elem, acı ve devam eden tedavi süreci göz önünde tutularak, davalılar arasında düzenlenen sözleşme, sağlık bakanlığının genelgesi de dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken mahkemece, yetersiz ve dosya kapsamına uygun olmayan raporlar hükme esas alınmak suretiyle davalılara kusur izafe edilemeyeceği ve buna bağlı olarak tazminat sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğu-
Vekaletin kötüye kullanılmasından kaynaklı alacak davasına tüketici mahkemesince bakılmışsa da, davalı vekaleten yaptığı işlemi mesleki amaçla yapmamış, davacı bu saikle davalıya vekalet vermemiş olduğundan, tarafların 6502 sayılı yasada tanımlanan vasıfları taşımadığı ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kaldığı-
Dosyada 4 adet davacı bulunduğu bilinerek, red sebebi ortak olan ve kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. maddesi uyarınca tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken her bir davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı doktor ile dava dışı doktorlar ve tıp merkezi sorumlusu hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı açılan ceza davasının derdest olduğu anlaşıldığından ceza davasının neticelenmesinin beklenerek, hukuk hakiminin ceza yargılamasında tespit olunup kesinleşen maddi vakıalarla bağlı olduğu da dikkate alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde, müvekkilin avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü olmadığı, haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği-
Hatalı lazer uygulaması sonucu davacının sol kolunda yanıklar oluştuğu ve bedensel bütünlüğünün zedelendiği anlaşıldığından mahkemece; hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalınarak, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalının kusurlu eyleminin davacıda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesi, istek sahibinin toplumdaki yeri, kişiliği, hassasiyet derecesi göz önüne alınarak davacı yararına makul bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Dosya içerisinde, anjiyografi işlemi öncesinde davacıya imzalatılan "bilgilendirme ve onay formu" bulunmakla ve bu formda böbrek işlevlerinde bozukluk olabileceği belirtilmekle birlikte, kişinin halihazırda ileri düzeyde böbrek rahatsızlığının olduğu, anjiyografi işleminin hayati öneme sahip olması nedeniyle yapılması gerektiği ve bu işlemden sonra kişinin diyalize ihtiyaç duyabileceği, buna rağmen hayatını kurtarmak adına bu işlemin yapılması gerektiği ve gerekliliği uyarısının yapıldığına ilişkin bilgi bulunmadığından, dosya kapsamından, anjiyografi işleminden önce de ileri düzeyde böbrek rahatsızlığı olduğu tespit olmuş davacının, anjiyografi işleminden önce yeteri kadar bilgilendirilip aydınlatıldığından söz edilemeyeceği, davalı hastanede davalı doktor tarafından yapılan işlemlerle ağır böbrek hasarına neden olunduğu iddiasına dayalı maddi manevi tazminat istemiyle açılan davada, mahkemece, tazminat taleplerinin anılan yön gözönünde bulundurularak, yeniden değerlendirilmesi gerektiği-
Davalıların ihmal ve kusurları nedeniyle yanlış teşhis ve tedavi uygulamaları sonucunda murislerinin ölümüne neden oldukları ileri sürülerek zararlarının karşılığı olarak manevi tazminat talebi içeren işbu davada, hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde bir araştırma ve inceleme yapılmadan ve aralarında 2 yaş fark bulunan murisin çocukları için birine 8.000 TL manevi tazminat hükmedildiği halde, diğeri için 4.000 TL.manevi tazminata karar verilmesinin uygun olmadığı-