Ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı gibi; ölü kişinin mirasçılarına davayı yöneltmek suretiyle davanın yürütülmesi veya ıslah yolu ile de davaya devam edilmesinin mümkün bulunmadığı-19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı-
Kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali tescil davasında, kural olarak, dere yatakları devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, aktif dere yatakları ile derenin etki alanında kalan yerlerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı; ancak, aktif dere (nehir-çay) yatağında ve etki alanında kalmayan bir yer koşulları mevcut olduğu takdirde, niteliğine göre zilyetlik ve imar- ihya yoluyla kazanılabileceği-
Dava, mirasçılar arasında açılıp yürüyen pay iptali ve tescil isteğine ilişkin olup; elbirliği mülkiyeti hükümlerinin geçerli olduğu taşınmazlarda, mirasçıların birbirleri aleyhine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açmalarının mümkün olup oybirliği aranmayacağı-
Muvazaa nedeniyle açılmış bulunan temyize konu davanın kanuni dayanağı Aile Hukukundan kaynaklanmadığından, uyuşmazlığın çözüm yerinin dava tarihine göre HMK'nın geçici 1. maddesi yollaması ile HUMK'nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemeler olması gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davasında, önceki kesinleşen dava dosyasında harici taksim ve eylemli kullanma biçimine itibar edildiğine göre bu dosyada da aynı durumun gözetilmesi gerekeceği-
Malikler tanınan ve bilinen kişiler olup, davacı tarafça TMK’nun 713/2.maddesinde yer alan "malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması" sebebine dayanılarak talepte bulunulduğuna, pay maliklerinin yasa anlamında bilinen kişiler oldukları anlaşıldığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Köy çayırının, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacakları gibi, süresi neye varırsa varsın zilyetlik ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla da iktisap edilmemeleri gerekeceği-
TMK’nun 713/2. fıkrasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında ancak kayıt malikinin mirasçı bırakmadan ölmüş olması halinde TMK’nun 501. maddesi uyarınca son mirasçı sıfatıyla davanın Hazine’ye yöneltilerek açılacağı veya daha sonra bu durumun anlaşılması halinde yargılama sırasında davanın Hazineye yöneltileceği, kayıt malikinin bilinen kişi olup olmadığı yönünde yeterli araştırma yapılarak taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği- TMK'nun 713/5. fıkrasına eklenen ibare ile mülkiyet hakkının tüm kazanma koşullarının oluşması ile 20 yıllık kazanma süresinin dolduğu anda mülkiyetin kazanılacağı, dava açmasa da Anayasa Mahkemesinin verdiği yürürlüğünün durdurulması karar tarihi olan 17.03.2011 tarihinden önce hak sahipleri yararına kazanma koşullarının oluşması, maliğin 20 yıl önce ölmesi ve 20 yıllık kazanma süresinin de dolması halinde bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun kabulü gerekeceği-
Tapu iptali ile tescil davasında, genel mahkemeler görevli bulunduğu, terditli dava TMK.231. maddesi uyarınca katılma alacağına ilişkin olup görevli mahkeme Aile mahkemesi olacağından, birbiri ile bağlantılı her iki isteğin hukuki niteliği bakımından aynı mahkemede görülmemesi gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davalarının kural olarak, dava kayıt maliklerine, kayıt malikleri ölü ise mirasçılarına yöneltilerek açılması gerekeceği-