Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurma iddiasına dayalı mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tescili istemine (TMK. mad. 713/1) ilişkin davada, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve davacı tarafın bildirmiş olduğu tanıklar, ziraatçı bilirkişi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişi aracılığıyla keşif yapılması; yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması; uzman ziraat bilirkişisinden çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısının mukayese edilmesi suretiyle ve çekişmeli taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, rapor ekinde taşınmazı değişik yönlerden çekilmiş komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesi istenilmesi, bu yerlerin önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesi, 3402 sayılı K. mad. 14 uyarınca, davacının, dava dışı ....'ın eklemeli zilyetliğine dayandığı hususu da gözönünde bulundurularak senetsizden kazanım durumunun araştırılması, TMK. mad. 713/4 uyarınca yapılması gereken ilanların usulüne uygun olarak yapılıp tamamlanması gerektiği-
TMK'nın 713/1-2 uyarınca açılan davada, muris mirasçı bıraktığına göre, Hazine’nin TMK. mad. 501 uyarınca mirasçı olmasının mümkün olmadığı ve Hazine hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
TMK'nun 713/2. fıkrasına dayalı olarak açılan davaların başarıya ulaşması ve mülkiyetin kazanılabilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında dava konusu taşınmazda davacı tarafın aralıksız, çekişmesiz, malik sıfatıyla ve 20 yıl süreyle zilyet ve tasarrufta bulunması gerektiği- Davacının 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığına göre davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Karşı davada, davacı tarafın tapu iptal ve tescil davası ret edilerek, tapuya dayalı men'i müdahale davasının başarıya ulaştığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu parselin kadastro çalışmaları esnasında tapuda kaydına rastlanmayan bu gayrimenkulün tapusuz olarak .....’in ceddinden intikalen ve taksimen 30-40 senedir nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda iken 1938 yılında ölmüş olduğu vereseleri tarafından veraset belgesi ibraz edilmediği ve halen .... mirasçıları zilyetliğinde olduğu belirtilmekle ölü ... adına 22.05.1970 de tespit yapılmış olup askı ilan sonrası 21.10.1970 tarihinde kadastro tespiti kesinleşmiş olup, davacılar vekili dava dilekçesinde açıkça bu yerin ....’den satın alındığını belirtmiş olduğundan ve dava konusu parsele ait kadastro tutanağındaki bilgiler ile davacı vekilinin dava dilekçesindeki beyanlar ve dosya kapsamına göre, tapu malikinin ismi belli, tanınan ve bilinen kişi olduğunun kabulü gerektiği, mahkemece, dayanılan hukuki sebebe göre (TMK. mad. 713/2 “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkin) davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda gösterilen taşınmaz kısımları ile ilgili infazda kuşku oluşturmayacak şekilde olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan fer'i zilyetliğin, TMK.nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddeleri anlamında zilyet olan kişiye herhangi hukuki bir hak bahşetmeyeceği, başka bir anlatımla, bir taşınmazın kiralama yolu ile kullanılmasının malik sıfatı ile zilyetliği sona erdireceği-
Tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması halinin; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olması olduğu- Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekeceği; ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığının kabul edileceği, başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malikin, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs olmadığı-
Davanın; kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK’nun 713/2. fıkrasında düzenlenen “...maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan...” hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu, Kanun'un açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması halinin; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olması olduğu, genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekeceği, ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığının kabul edileceği, başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malikin, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs olmadığı-
Seraların, TMK. mad. 728 kapsamındaki taşınır yapılardan sayıldığı- Davalı Hazinenin Fen bilirkişi tarafından hazırlanan krokide B harfiyle gösterilen cam sera, C harfiyle gösterilen plastik sera ve pompaya ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmüş olup aidiyeti istenen B ve C harfiyle gösterilen seralar ile pompanın kalıcı nitelikte olmadığı ve sökülüp götürülmesinin mümkün olduğu açık olduğuna göre mahkemece bu talepler yönünden davanın reddi gerektiği-
Davanın; miras taksim, TMK 713/1-2 hükümleri ile haricen satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu, elbirliği mülkiyeti hükmüne tabi olan mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülkiyetin edinilmesinin söz konusu olamayacağı, Yargıtay’ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarının bu yönde olduğu, harici taksim ve pay satışına gelince TMK 676-677 maddelerinin uygulanabilmesi için mirasçılar arasında satış ya da taksim sözleşmesinin yazılı olmasının ispat değil geçerlilik koşulu olduğu-