Olağanüstü zamanaşımı nedenine dayalı tescil davalarında sadece kesinleşen orman kadastro sınırları esas alınarak taşınmazın niteliğinin belirlenemeyeceği, dava konusu yerin öncesinin ne olduğunun resmi belgeler uygulanarak saptanması gerekeceği–
Kumlukların zilyetlikle iktisap edilemeyeceği–
Aktif ırmak yatağı içinde kalan yerlerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı– Ecrimisil ödeyen kişinin asli zilyet olarak kabul edilemeyeceği ve fer’i zilyetliğin iktisabı sağlamayacağı–
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.02.1997 t., 1996/8-768 E., 1997/100 K ve 18.02.1998 t. 1998/8-15 E.- 129 K. sayılı kararlarına göre kadastro gören yerlerde tespit dışı bırakılan taşınmazlar için tespitin kesinleştiği tarih ile tescil davasının açıldığı tarih arasında 20 yıllık kazandırıcı süre dolmadıkça tescil davasının dinlenemeyeceği-
Şahıslar arasındaki mülkiyetin aktarılması davalarında husumetin kayıp malikine, malik ölü ise mirasçılarına, mirasçı bırakmadan ölmüş ise hazineye yöneltilmesi gerekeceği–
Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinde, mülkiyet hakkının koşulların oluştuğu tarihte doğacağı–
İştirak halinde mülkiyete konu taşınmazın tescili için açılan davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine atanacak temsilci ile davanın sürdürülmesi gerekeceği–
Daha önce Yargıtay 1., 7., 16. ve 17. Hukuk dairelerinde temyizen incelenen benzeri davalarda aynı vakfın sahih vakıf olduğunun ve vakfiye kapsamının kesinleşmiş ilamlara bağlandığı, anılan ilamların eldeki dava bakımından güçlü delil oluşturacağı, bu durumda bilirkişilerin vakfın sahih vakıflardan olmadığı yönündeki raporlarına bu deliller karşısında itibar etme olanağının bulunmadığı, ne var ki bir taşınmazın vakıf malı olduğunun kabul edilebilmesi için vakfın genel sınırları içinde kalmasının yeterli olmayıp vakfedilen mallar arasında bulunup bulunmadığının ayrıca saptanmasının gerekeceği-
3533 sayılı yasaya tabi kuruluşlardan olan belediye ile hazine arasındaki uyuşmazlığa taşınmaza ait mülkiyet aidiyeti konusunun hakem önünde, tescilin ise genel mahkemede genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekeceği-
M.arın süresi neye ulaşırsa ulaşılsın zilyetlikle kazanılamayacağı-