Taşınmazın tespitinin 14.8.2008 tarihinde yapıldığı, Keşfin, 31.3.2011 tarihinde icra edildiği, öyle ise, DSİ Genel Müdürlüğü 4. Bölge Müdürlüğü'nden söz konusu baraj için hangi tarihte su tutulmaya başlandığı, nizalı yerin sular altında kalıp kalmadığı, yaz aylarında baraj gölündeki kısmi olarak suların çekilip çekilmeyeceğinin ve kısmi çekilme ile dava konusu taşınmazın açıklığa çıkıp çıkmadığının sorulmasının zorunlu olduğu-
Dava konusu taşınmazlardaki paylar mirasçılar tarafından daha miras bırakan sağ iken devrolunduklarından miras payı devir sözleşmeleri geçersiz olup bu sözleşmelere dayanarak tapu iptal ve tescil istenemeyeceğinden bu taşınmazlar yönünden istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Dosya içinde bulunan davacıların babası N. Baykal ve davalının babası K. Baykal'ın mirasçılık belgelerine göre; davacıların ve davalının anneleri Meliha, davalının babası K.'den sonra (K. 14.11.1960'da ölmüştür), 08.06.2004 tarihinde ölmüş olmakla Meliha’nın, muris K.'in mirasçısı olduğu, davacıların ise annelerine ait bu miras payında miras payları oranında haklarının mevcut olduğu, davacıların talebi miras bırakanı anneleri Meliha'nın K.'den kendisine kalan payı ile ilgili olup davacıların anneleri Meliha'ya isabet eden miras payı oranında ve mirasçılık belgesindeki payları kadar tapu iptal ve tescili isteminde bulundukları kabul edilerek hüküm kurulmasının gerekeceği-
Bozma ilamında, ölü kişi adına hüküm kurulamayacağı açıklandıktan sonra iptal ve tescile karar verilmesi gereken taşınmaz bölümünün krokide A harfi ile gösterilen 19.900 m2'lik taşınmaz bölümü olduğunun açıklandığı, mahkemece 2607 parselin 11.10.2004 tarihli raporda gösterilen 19.900 m2'lik kısmının iptali ile H. D. mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekirken taşınmazın tamamının iptal ve tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı dava dilekçesinde, sadece kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davacının taraf ehliyeti sorgulanıp araştırılmadan yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Kural olarak, davanın hazırlanması prensibi gereğince; davacının, davalı tarafın ve dava konusu yapılan yerlerin doğru belirlenmesinin gerekeceği, ancak, dava konusu taşınmazların ada ve parsel numaralarının, yazım hatası veya beyan yanlışlığı nedeniyle her zaman doğru olmayabileceği, karar aşamasına kadar (karar dahil) düzeltilmesinin mümkün olduğu-
Dava, TMK.’nun 713/2 maddesinde yazılı ölüm nedenine dayalı iptal ve tescil davasıdır. TMK.’nun 713/2. maddesi aynı maddenin birinci fıkrasına yollamada bulunmak suretiyle bir düzenleme getirmiştir. Bu tür davalarda HGK.’nun 17.02.2010 tarih 2010/8-58 Esas, 2010/ 78 sayılı kararında da açıklandığı üzere davanın başarıya ulaşması halinde gerek yasal hasım durumunda bulunan Hazine, diğer kamu tüzel kişileri ve gerekse TMK.’nun 713/2. maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil davalarında kayıt malikinin mirasçıları harç, avukatlık ücreti ve diğer yargılama giderlerinden sorumlu tutulamazlar. Mahkemece davalıların yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Kadastro Mahkemesince verilen görevsizlik kararının temyiz edilmeden 19.02.2010 tarihinde kesinleştiği, HUMK.nun 193/3 maddesi hükmü uyarınca, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine davacı tarafın 10 gün içerisinde dilekçe vermesinin veya yeniden çağrı kağıdı göndermesinin zorunlu olduğu, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağı, 10 günlük süre hak düşürücü süre olup mahkemelerce re'sen kendiliğinden dikkate alınmasının gerekeceği-