“Alacaklısını zarar uğratmak için mevcudunu azaltma suçu” ndan ceza verilebilmesi için “aciz belgesi alınmış” veya “alacaklının alacağını almadığının” ispat edilmiş olması gerekeceği-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, alacaklı tarafın talebi üzerine sanığa ait bir taşınmazın tapu kaydı üzerine haciz şerhi işlendiği, bunun dışında sanığın başka taşınmazının da tapu kaydı üzerine başka icra takip dosyasından haciz şerhi işlendiğinin anlaşılması karşısında, diğer icra takip dosyalarındaki takip miktarları ile hacizli taşınmazların değerleri tespit edilerek, anılan takip dosyalarındaki borçların karşılanmasından sonra, bu dosya alacağı yönünden alacaklıyı tatmin edecek bir miktar paranın artırıp artmayacağı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre sanığın kastının tayini gerekeceği-
İİK'nun 331 inci maddesinin dördüncü fıkrasındaki, "Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarılması" eyleminde, sanığın savunması doğrultusunda fabrikada hırsızlık olup olmadığı yönünde zabıta araştırılması yaptırılmadan, sanığın çalındığını iddia ettiği makine ve eklentileri ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunup bulunmadığı merciinden sorulmadan, söz konusu teçhizatın götürülmesi için özel emek ve mesai gerekip gerekmediği hususları araştırılmadan eksik inceleme ile mahkûmiyete karar verilemeyeceği-
“Borçluya ait taşınır ve taşınmaz mallar üzerine başka alacaklılar tarafından konulmuş olan haciz ve ipoteklerin devam edip etmediği araştırılıp, devam ettiğinin anlaşılması halinde, bu kez haciz dosyalarının takip miktarları ile hacizler ve ipotekli taşınır ve taşınmaz malların değerleri saptanarak, “bu malların satışı halinde diğer icra takip dosya alacakları ödendikten sonra, bu dosya alacağı yönünden alacaklıyı tatmin edecek bir miktar paranın kalıp kalamayacağı” yönünde araştırma yapılarak, sonucuna göre borçlu-sanığın kastının tayini gerekeceği-
İİK.’ nun 331. maddesinin suça iştirak edenlere yönelik yaptırım içeren “son fıkrası”, her ne kadar daha sonra madde metninden çıkarılmışsa da, olayın oluş şekline ve suça iştirak ederek katıldığı iddia edilen sanıkların eylemlerine göre, 5237 sayılı TCK.’nun 37-41. maddelerinde düzenlenen “suça iştirak” e ilişkin hükümlerin bugün de uygulanabileceği-
Borçlu-sanıklara ait işyerlerinin, borçlu-sanıklar tarafından devredilip devredilmediğinin, devredilmişse kime ve hangi bedelle devredildiğinin, diğer taraftan borçlu-sanıkların sahip oldukları araçları başkalarına satıp satmadığının, satılmışsa kime ve hangi bedelle ve haklarında başlatılan icra takibinden ne kadar süre önce satıldığının, ayrıca bunun alacaklılara zarar vermek kastıyla yapılıp yapılmadığının ve borçlu şirketin başkaca mal varlığının bulunup bulunmadığının araştırılarak, sanıkların hukuki durumlarının takdir edilmesi gerekeceği-
Mal beyanında bulunduğu tarihten bir gün önce aracını kayınpederine satan sanığın eyleminin alacaklıyı zarara uğratmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçunun unsurları ile gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği-
Taşınmazların haczedilmesine rağmen, alacağın tahsili amacıyla satışı işlemlerine başvurulmaması, dosyanın işlemden kaldırılmasından çok sonra sanık tarafından taşınmazların satılmış olması, haczin kaldırılmasından hemen sonra değil de yaklaşık bir ay kadar sonra satılması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, borçlu sanığın alacaklıdan mal kaçırma kastının bulunmadığının kabulü gerekeceği-
Borçlu şirketin taşındığı yeni adresinde herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmamasına karşın, ayrıldığı adreste öncesinde başka bir şirketin şube açıp, sonrasında (G ) Ltd. Şti isimli bir başka şirketin ticari faaliyette bulunduğu, haciz için adrese gelindiğinde vergi levhasının (G....... ) Ltd. Şti'ne ait olduğu halde, işçilerin borçlu şirkete iş elbiselerini giymeleri ve adı geçen şirketin borçlu şirket ile aynı iş kolunda faaliyette bulunması hususları dikkate alındığında, her üç şirkete ait ticaret sicil kayıtları ile banka ve defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, şirketler arasında hukuki veya fiili irtibat bulunup bulunmadığı, birbirlerine mal aktarımı yapıp yapmadıkları yönünde inceleme yapılarak, sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Hakkında yapılmış olan icra takibinin kesinleşmesinden sonra sanık-borçlunun sahip olduğu araç ile bir taşınmazını satması sonucunda, borcunu ödeyebilecek miktarda başka mal varlığı bulunup bulunmadığı ve taşınmazını yeni işyeri almak için aldığı banka kredi borcunu ödemek için satmış olup olmadığı hususlarının araştırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir edilmesi gerekeceği-