Sanığın yetkilisi olduğu şirkete ait birçok aracın her biri üzerine ayrı ayrı çok sayıda haciz konulmuş olmasına rağmen, bunlardan sadece bir tanesi hakkında parçalarının söküldüğü (kıymetinin düşürüldüğü) iddia edilmiş olup, aracın terkedilmiş bir halde ve kapıları açık olarak bulunması ve parçaların sanık tarafından söküldüğüne dair delil bulunmaması dikkate alındığında, alacaklıdan mal kaçırma kastıyla mevcudu eksiltme suçunun oluşmadığı-
Sanığın hissesini sattığı taşınmazdan başka taşınmazları ile aracının bulunması nedeniyle, taşınmazlar ile aracın değerinin, hacizli dosya alacaklarını karşıladıktan sonra bu dosya borcu yönünden alacaklıyı tatmin edebilecek miktarda bir paranın kalıp kalmayacağı belirlenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin edilmesinin gerekeceği-
Sanığın, sattığı taşınmazda halen oturup oturmadığı ve taşınmazı satın alan ile akrabalık bağının bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın, eksik incelemeyle İİK.’nun 331. maddesinde düzenlenmiş olan suçtan dolayı “beraatine” karar verilemeyeceği-
İddia doğrultusunda sanığın işyerinin kardeşine devredip devretmediği, hukuken ve fiilen kimin tarafından işletildiği hususları araştırılmadan, eksik incelemeyle karar verilemeyeceği-
Taraflar arasındaki borç ilişkisinin kaynağı, akraba veya yakın arkadaş olup olmadıkları, aracın kayden haciz işleminden sonra nerede olduğu, parçalarının kim tarafından ve ne maksatla söküldüğü, bu parçaların (motor ve şanzıman orijinal numaralarına göre) halen anılan aracın üzerinde olup olmadığı bilirkişi marifetiyle saptanarak, sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Suça konu taşınmazla ilgili tasarrufun iptali davasının sonucu beklenmeden –ve sanığın, “alacaklısını zarara uğratmak kastıyla hareket etmiş olup olmadığı” saptanmadan- eksik incelemeyle karar verilemeyeceği-
Borçlu sanık hakkında şikayetçi tarafından icra takibi yapıldıktan sonra, borçlu sanığın şirketteki hissesini tüm aktif ve pasifleriyle kardeşine devretmiş, devir bedelinin nakden ve peşinen alınmış olması ve alacaklının alacağını tahsil için tüm icra işlemlerini yapmış olmasına rağmen alacağını tahsil edememiş olması karşısında ve banka kayıtlarında borçlu sanık adına para bulunmaması nedeniyle, isnat edilen İİK’nun 331. maddesindeki suçun oluşmuş sayılacağı-